9 Nis 2013

Görevimiz Tehlike resmen çalıntı


Biraz önce Peter Ustinov'un "Topkapı" filmini seyrettim. 1960ların İstanbul'unu gösteren ilginç bir film. O dönemde sokaktaki insan yapısını bir yabancının yorumuyla görmek değişik. Örneğin film boyunca bir tane peçeli kadın görmedim. Sokakta gezen kadınların %99,9'u etekli ve rengarenk giyinmişler (varsa da kaçırmışımdır).

Her neyse, benim konum o değil. Bu filmi 7-8 yaşında seyrettiğimi hayal meyal hatırlıyorum ama şimdi tekrar seyrederken dank etti: Tom Cruise'un 1. Görevimiz Tehlike filminde Jean Reno'nun Tom'u iple sarkıttığı sahne, Topkapı filminden kopya! Bildiğin aşırma yahu. Hatta ipin Jean Reno'nun elinden kayması ve son anda yakalaması, aşağıda sarkık duran elemanın hareketleri vs... Resmen aynı. Topkarı filminde hırsız Topkapı sarayını soyuyor ve Peter Ustinov amcam tepeden iple onu indirip kaldırıyor.

Kopyacı Toooom kopyacııııııııııı.... Yukarıdaki sahnenin aynısı Topkapı filminde var.

Bu arada filmde Kırkpınar yağlı güreşleri falan da var ama "sözde" İstanbul'daymış :) Neyse, herkesi peçeli sakallı gösteren uyuz filmlerden iyidir (mesela Jackie Chan). Örneğin filmdeki Türk müzikleri de Arap müziği ya da arabesk değil bildiğin neşeli Türk müziği. Türkçe konuşanlar da Ermeni ya da Yunan şivesiyle konuşmuyor.

Bu arada yazıda çok fazla "Türk" lafı geçti, Tayyip falan okursa kızar neme lazım aman diyim. Bu aralar alerjisi var ya...

2 yorum:

  1. Filmler gazeteler vb iletişim ve etkileşim işlerinde ne gösterilmek istenirse o gösterilir doğal olarak. cem yılmazın bir gösterisinde dediği gibi: "yeşilçam filmlerinde uyuşturucu tacirlerinin konuştuğu lisana bakarsak zannedersinki bütün uyuşturucu satıcıları TRT spiker kursundan çıkmış" halbuki gerçekte böyle değil değilmi?
    senelerce seyrettiğim bir Türk dizisinde istanbulda bir boğaz semtinde denizin dibinde ki bir kahvehane dizinin ana konusunun geçtiği mekan olarak sürekli gösterilirdi. bir gün o semte dolaşmaya gittiğimde kahvehaneyi bulamadım daha doğrusu bulamadığımı zannettim çünkü kahvehanenin olması gerektiğini düşündüğüm yerde bir cami vardı. halbuki senelerce tek kare de bile bir cami görmemiştik. sonra dikkat ettim kahvehane ve set mekanı caminin hemen dibindeymiş. dedimki çok aydın ve ilerici insanlarmış dizinin sahipleri cami gibi bir şeyi! dizilerine sahne etmemeye çoook dikkat etmişler.

    her neyse; fotoğrafçılık üzerine olan yazılarını çooook beğenerek okuduğum bu blogunun konu dışı paylaşımına da bir cevap yazmak istedim. blogun sloganına da uygun davranarak :)

    Fotoğraf üzerine olan yazılarının güzelliği üzerine..

    istanbuldan selam ederim

    YanıtlaSil
  2. Yazınız güzel Ertan hocam ama malesef son satırlar benim içimdeki yaraya tuz bastı TÜRK' lük benliği hızla silinmeye çalışıyor, çare eblli aslında kurtuluş Hepar Osman Pamukoğlu.
    (Umarım siyaset minvalinde değerlendirmessiniz yorumumu inanın bu iş artık vatan millet elden gidiyor noktasında son radde ve çare bu.

    YanıtlaSil