28 Nis 2010

Dövizle askerlik

DAHTE
Kimi bedelli der, kimi parali... Asil ismi "Dovizle Askerlik". Bu hizmet icin gittiginizde de "DAHTE" oluyorsunuz, yani "Dövizle Askerlik Hizmetine Tabi Er".
7 yil yurtdisinda calistiktan sonra, iki proje arasinda zaman da olunca, firsattan istifade askerlik borcumu odiyim dedim, boylece Nisan celbinde ben de DAHTE oldum.
21 gune beklemedigim kadar cok hikaye sıkıştı nedense, ama burada hepsini yazmaya degmez. O kadar cok degisik insan tip ve TSK'nin o kadar ilginc uygulamalari var ki, hergun bir ilginclik yasamamak imkansiz.
BURDUR
Burdur'a cok mutlu gittim; hem yogun is temposundan kurtulmak, hem yeni insanlarla tanismak, hem "asker" olmayi az da olsa hissetmek icin.
Burdur ufacik biryer. Hatta nisan doneminde gelen DAHTEler tum sehri ele gecirebilir, o kadar kucuk. Bir tane caddesi var, 3-5 de otel var. Bir gece once giderseniz kalacak otel bulmak imkansiz gibi.
Ilk gidenleri Antalya'ya gonderiyorlardi. Ilk gun gelen yaklasik 1000 kisiyle beraber Antalya'ya gonderildim. Bu "gonderilme" isi cok da hos olmadi. Burdur Askerlik Subesi'nden Burdur'daki askeriyeye (10 dakikalik mesafe) bir belgem gitmedigi icin normal siradan cikip subeye gittim ve belgemi kendim alip askeriyeye getirdim. Bu arada ilk grubu da kacirmis oldum. Ilk grubu kacirmak su demekti: Saat 9 civarindan ogleden sonra 3'e kadar otobusleri bekledik cunku sadece 6 otobus vardi, bu otobusler ilk grubu Burdur'dan Antalya'ya goturup geri geldiler ve biz onlari bekledik :). Antalya'ya 6'dan sonra vardik ve yataga girmemiz gece 1'i buldu (ve cantalarimizi 5-6 defa oradan oraya tasidik). Burada TSK'yi suclayamiyorum, 12 otobusu ayni anda bulup getirmek kolay degil.
3. PIYADE ER EGITIM TUGAYI - ANTALYA
Ilk gece 3 adet asi olduk; bir menenjit, digeri tetanoz, ve bir digeri... Kimse soylemedi ve tanidigim kimse ne oldugunu bilmiyor. Eger bu asilari kisa zaman once yaptirdiginiza dair belgeniz varsa olmak zorunda degilsiniz.
Tahminimce en buyuk soku yattigim yeri ve esyalari koyacagim dolaplari gorunce yasadim: Yaklasik 60 kisi kapasiteli bir kogus (biz 52 kisiydik), ranzalarin arasinda 40cm bosluk birakilarak hazirlanmis. Yani uyurken biraz hizli donseniz yandaki arkadasla icli-disli olabilirsiniz :) Dolaplar koridorda ve tum gun acik olmalari gerekiyor. Once bu fikir beni cok rahatsiz etti cunku butun gun acik dolap demek calinacak bir suru esya demek.
Ikinci gun ogrendim ki aslinda yaniniza cok fazla esya almaniz gerekmedigi icin dolaplardan calinacak cok sey olmuyor. Evet, sakin 12 fanila, 35 don, 2 cift ayakkabi, 4 gomlek, dis fircasi, boya vs... ile gitmeyin. Taburda (En azindan Antalya'da) size yetecek hersey var, ve fiyatlari uygun. Her anda dolabinizda 2 don 2 fanila 2 corap, tras bicagi, tras jeli-kopugu, sabun vs.. gibi basit seykerin olmasi yeter de artar bile. Yalniz banyo icin buyuk boy havlu goremedim, belki yalniz bunu almak yeterli. Kilodun yesil olmasina gerek yok, zaten askeriyenin verdigi donlar da beyazdi. 1-2 gunde bir camasir degistirip cope atmak yikamaktan daha iyi, ve 21 gunde mali kulfeti de cok olmuyor.
IPUCLARI
Simdi askeriyede gunleriniz nasil rahat gececek ipuclari:
- Ne denirse yapin.
Bu kadar! Evet, baska ipucuna gerek yok. Size "siraya gir" denirse siraya girin, "saga don" denirse saga donun", "yatagini topla" - "dolabini gosterilen sekilde duzenle" denirse aynen yapin. Hic dusunmenize gerek yok. Arkadasiniz varsa onunla, yoksa yatak komsunuzla konusun ve yatagi beraber yapin, cok rahat edeceksiniz, ozellikle yorgani duzeltmek tek basina zor olabiliyor. Dolabin nasil yapilacaginin da ornegi var, gidince bakin ve dolabi "aynen" gosterildigi sekilde yapin.
Bazi akli-evvel arkadaslar "para verdik" havasiyla geliyorlar, hatta bazilari "tost bedava degil mi, o kadar para verdik?" diyorlarmis. Hahaha, ya da yuhaha. 5 yildizli oteller biraz daha uzakta, arkadaslar yanlis yere gelmisler.
Mesele su ki, oraya "er" olarak gidiyorsunuz, ve her gordugunuz rutbeli sizin uzerinizde. Bunun yaninda butun cavuslar-onbasilar sizin belli bir yasin uzerinde oldugunuzun farkinda. Tanidigim hicbir cavus hickimseye saygisizlik yapmadi, bagirmadi, ta ki oraya gelen "danalar" saygisizlik edene kadar. Sirada sessiz durmak, sigara icmemek bazilarina o kadar zor geliyor ki cavuslar da "bazen" cileden cikiyor. Bu "danaligi" yapan adam geldigi ulkede (ornegin Almanya'da) bu saygisizligi yapamaz, ama kendi memleketinde bu hakki kendinde goruyor (ahlaksiz pzvnk).
Ilk gittiginiz gunlerde cavuslarla konusun, ornegin sabah butun takimi bekleten adamlar oluyor (kahve iciyor, tuvalete gidiyor, sigara iciyor vs..). 10 dakika 95 kisinin 1 kisiyi bekledigini dusunun. Tamam bu arkadas 18 yasinda degil ama onu bekleyen 95 kisi de ayni durumda. Cavuslara deyin ki "2 defa gec kalan daha uzun nobet tutsun".
Nobete gelmisken, gun icinde de gece de mutlaka dolaplarin basina nobetci dikin, ve ilk gunden bir nobetci cizelgesi hazirlayin. Kimin ne zaman nobet tuttugu belli olsun, sonra camura yatiyorlar (3. gun "ben 2 kere tuttum" diyen adam cikti).
Hirsizlik genelde DAHTEler arasinda degil, diger takimlardan geliyor. Yani DAHTE olmayan kisilerin sizin kogusunuzda ve dolaplarinizin basinda isi yok, dikkat etmek gerek. Bu demek degildir ki herkes potansiyel hirsiz, ama kalabalik gruplarda bu tip ahlaksizlar hep olur.
YEMEK
Yemekler bekledigimden cok iyi cikti. Kafeteryada yalniz 1-2 defa yemisimdir, o da yemekten sonra pisbogazligimdan. Yemeklerdeki tek sorun aşırı kalorili olmalari. Gunde 5800 kalori verildigi yaziyor restoranin kapisinda! Butun gun kossaniz ihtiyaciniz olan kalori 3000'i gecmez, bu komandolarda 4000 civari olur. Hangi akla hizmet 5800 kalori verilir bilmem, ben bu yuzden pilav-makarna gibi her ogunde bir tane yemegi her seferinde atladim.
YARAR
Askerligin bana en buyuk faydasi bel fitigimin gecmesi oldu! Ilk uc gun surekli ayakta beklemekten inanilmaz bel agrisi cektim ve surekli sirada comelmek zorunda kaldim ama yuruyusler arttikca bel agrisi resmen yok oldu. Askerlik sonuna kadar 2 gun haricinde (sebebini asagida anlattim) hic bel agrisi cekmedim. Kilo da verdim, yani az daha cok mutlu ayriliyordum ki... Son hafta geldi...
KOTU BIRSEYLER
Cinnet gecirip karisini vuran yuzbasinin haberini "gene ordu gene vahset" diye verirseniz, veya hastaneye giden askerlerle dolu otobusun fotografini cekip "ordu guneydoguya asker yigiyor, gene bir ulkeyi isgal edecegiz" derseniz amaciniz bellidir (bazi satilmis gazete ve televizyonlarin yaptigi gibi). Ben burada birseyleri elestirecegim ama bu tum TSK'yi baglamaz. Bu ulke bolunmesin diye kursun yemeyi goze alan ordunun butununu kotulemek de benim haddime degil zaten.
22 Nisan persembe sabahi cikacaktik, bir hafta once persembe ateslendim. Cuma oglen gibi atesim artti, kaslarim da halsizlesince bel fitigi azdi (kaslar tasiyamayinca). Normalde revire cikacaginizi sabahtan soylemeniz gerek, ben 11 gibi artik atese ve agriya dayanamayinca revire gittim, ve doktor yoktu :) Revirden sorumlu cavusa sordugumda "sabahtan gelseydin arkadasim, simdi ben sana nereden doktor bulayim" dedi, Allah'tan Uzman Cavus super bir insan da ogleden sonra kogusa gidip yattim (bu arada Uzman Cavus Atalay Balta gercekten super bir insan, 100 kisilik takimin 100'u de boyle dusunur).
Cumartesi aksama kadar iyiydim, aksam yatarken gene ates ve biraz oksurukten rahat uyuyamadim. Pazar gunu de idare ettim, atesim yoktu. Pazar aksami yuksek ates ve oksurukten uyuyamadim, ve pazartesi revire gittim. Doktor beni toplam 15 saniye dinledikten sonra (o kadar cok hasta var ki) bir igne ve 3 gun kogusta dinlenme yazdi. Eger bu kogus iznini kullanabilseydim durumum fena olmayacakti ama Tabur komutani tum kogus izinlerini kaldirdi! Sebep de kogusta yatmasi gereken arkadaslarin bazilarinin disarida oturmasi, telefonda konusmalariymis. Evet, bu hakki kotuye kullanan da vardir ama hic mi gercekten hasta olup da ihtiyaci olan yok? Bu izinlerin kalkmasinin ana sebebi Egitim ve Kolordu komutaninin tugayi ziyaret edecek olmasi. Yani denetleme olunca kimse hasta olamaz. Himmm...
Ertesi gun (Sali gunu) gene revire gittim, bu sefer 2 ilac verdi ama aksam benim oksurugum, bogaz agrim ve atesim degismedi. Sali ve Carsamba egitim alaninda atesli atesli gezdim, bazen anfide oturdum, ama disarida olmak bile beni kotu yapti (soguk-sicak-toz-gunes). Carsamba gunu iki defa revire gittim. Ilkinde yuksek ates yuzunden agir bir igne yedim ve soguk kompres uyguladilar. Oksurugum o kadar kotu olmustu ki derdimi onbasiya zor anlattim (doktor bana sadece avludan bakti). Ikinci sefer gene aksam 10 gibi revire gitim cunku atesim de dusmemisti oksuruk de bir gram azalmamisti bogaz agrim da. "Yapacak birsey yok, elimde surup veya igne yok" cevabiyla geri donup sabaha kadar 3-4 saat uyudum. Sabah Tugaydan ciktim, dogruca Antalya Havaalani'na gittim ve Istanbul'a atesler icinde indim.
Dogruca Memorial Hastanesi'ne gittim, ve teshis: Zaturre. 4 gun surekli serum alarak hastanede yattim ve pazartesi sabahi ciktim (sol kolumda serumdan kalan morluk var hala). 2 hafta daha antibiyotik kullanmam gerekli, insallah tamamen gecer.
Burada mesele cok ayakli aslinda:
- Egitime katilmamak icin uyduruk bahanelerle izin almaya calisanlar var. Bu durum revirdeki tek doktoru inanilmaz mesgul ediyor (ama nedense doktoru 1-2 saat calisiyor gordum ben, ornegin sabah 8'den 12'ye calissa saha duzgun teshis koyabilir). Bu isguzar er arkadaslar (gurbetciler diyelim) gercek hastalari da etkilliyorlar cunku gercek hastalar hakettikleri tedaviyi gormuyor.
- Denetim olunca hasta olmak yasak! Bu inanilmaz birsey! Ben cok eminim ki 3 gun kogus iznimi kullansaydim bu kadar agir hasta olmazdim, ama nedense boyle bir "kogus yasagi" geldi. Tamam koguslari komutana temiz gostermek iyi birsey ama hasta varsa komutan anlayissizlik mi yapacak? Benim boyle buyuk hiyerarsilerde gordugum kadariyla kademe yukseldikce anlayislilik kabiliyeti de artiyor (empati), yani ust seviyedeki adam cok daha anlayisli oluyor. Saglik, ozellikle bu tur kalabalik gruplarda bir numarali oncelik olmali.
Ben direkt hastaneye gitmek yerine geldigim ulkeye donseydim veya eve gitseydim zaturre ne kadar ilerlerdi acaba?
Bu arada, kogusta ve tum tugayda o kadar cok hasta vardi ki... Zaten birinin hasta olmasi diger tum kogusa hastaligin yayilmasi demek. Amerika'dan gelmis bir docent arkadas 2 hafta surekli hastaydi (belki o da zaturreydi, bilemiyorum). Buna nasil cozum bulunur bilmiyorum.
KOMUTANLAR
Bu konuda hicbir sikinti yok (yukarida bahsettigim kogus izni haricinde). Cavuslar, onbasilar, astsubaylar, subaylar vs.. sizin hayatinizi zorlastiracak birsey yapmamaya calisiyorlar; eger siz hirtlik yapmazsaniz. Gerizekali bir arkadas bufedeki er cocugun bogazina sarilana kadar hersey cok iyiydi mesela (0,20 TL olan suyu 0,25'e sattigi icin. Halbuki komutana sikayet etmek bircok sey gibi bunu da cozerdi, ama gerizekali arkadasimiz kendini magarada sanmis olmali...). Bu olay olunca takim komutani biraz cileden cikti ve hayat sonra asla ayni kolaylikta olmadi :)
Takim komutani bascavus, takimdaki uzman cavus ve tabur komutani yarbay guneydoguda savasmis kisilerdi. Sirf bu yuzden bile hic tanimadan adamlara buyuk saygi duydum, taniyinca daha da saygi duyuyorsunuz. Buradan konusup yazmak kolay ama kendini kursunun onune atmak baska seyler. Hiyerarsik bir sistemde calistigim icin (santiye) ust-ast iliskisinden az cok anlarim. Bu kisilerin astlariyla iliskileri "bence" cok iyi, abi gibi davranmak, bircok olaya esprili yaklasmak ama disiplini elden birakmamak astlarinizda guven ve saygi duygusu uyandirir; gordugum 1-2 komutan haricinde tamami boyleydi. Ozellikle Uzman Cavus Atalay Balta beni cok etkiledi. Konusunda bilgili, kiminle nerede nasil konusacagini cok iyi bilip, ayni zamanda ayda 3-4 kitap okumaya calisan kac Turk vatandasi taniyorsunuz? Tum takimin korkmadan buyuk saygi duydugu bir adamdi, Turk ordusu boyle insanlara sahip oldugu icin sansli. Turkiye'nin %25'i ayda 4 kitap okusaydi buyuk ihtimal boyle adamlari cok farkli yerlerde gorurduk.
Manga komutani cavuslar gun sayan kisa donemli askerlerdi. Biz ayrilirken yaklasik 15 gunleri kalmisti. Iyi ve duzgun cocuklardi, 2-3 tanesi universiteden yeni mezun. Takimda bazen onlari uzen danalar olsa da genelde herkes iyi izlenimle ayrildi diyebilirim.
Bir olay dikkatimi cekti: Bazen komutanlar (ustcavus, tegmen, bascavus vs...) kendi meslektaslari veya ustleri hakkinda erler onunde ileri geri konusuyorlar. Bir kere Isparta'ya giden minibuste denk geldim (astsubay neredeyse butun gun konusup sikayet etti). Yahu tamam arkadasinla konus da, erlerin onunde konusursan bu olaylar hem farkli anlasilir, hem senin hem hakkinda konustugun subayin otoritesi sarsilir. Santiyede ben cok dikkat ederim, isci-tesisatci-elektrikci-kampci onunde kesinlikle hasssas seyler tartisilmaz, dedikodu yapilmaz. Askeriyede buna daha da dikkat etmek gerekir cunku otorite cok daha onemli.
Bunun disinda, 1-2 komutan hakkinda "ulan bunu kim koymus buraya" diye dusundugum de oldu ama her buyuk organizasyonda bu kisiler oluyor.
ILGINC UYGULAMALAR, ONERILER
- Bir gece deprem tatbikati yaptik. Saat 10 gibi cavuslar geldi "hadi hadi herkes asagi, kosun la" diye bagirdilar. Uyuyanlari da uyandirip (sabah 5'te kalkildigindan bircok kisi erken yatiyor) hizli adimlarla pijamalarla ictima alanina kostuk. (Ben o aksam bayagi usudum, ondan mi hasta oldum bilmem).
Biraz dikkatli arkadaslar yukarida yapilanin aslinda depremde degil yangin gibi bir olayda yapilmasi gerektigini bilirler. Deprem olurken 3. kattan bilmemkacyuz kisiyi binanin en zayif yeri olan merdivenlere yonlendirmek dunyanin en sa... yanlis seyi. O aksam nobetci astsubayimiz herkese isi ciddiye almadiklari icin bagirdi-cagirdi ama yapilan toptan yanlis birsey.
Ertesi gun yemekhanede "deprem aninda yerinizden kimildamayin, sakin olun" yazili uyari yazisini okuyunca rahatladim, demek ki bu isi askeriyede bilen insanlar da varmis. Zaten yattigimiz ranzalar celik, depremde arayip bulamayacaginiz birsey.
- 3 el ates ettik. Oraya gelenlerin buyuk kismi hayatlarinda G3'u gormedikleri icin (ben dahil) aletin ne kadar tepecegini, nasil tepki verecegini, cikan sesi kimse bilmiyordu. Ilk atisimda alet bekledigimden cok teptiginden hedefi biraz sasirdim ama diger iki atisimi 1 cm arayla tutturmusum (3cm mesafe yeterli). Ne kadar tepecegini bilsem belki hepsini ayni yere de atardim ama tecrubesizlik boyle yapiyor :) Normalde 9 atis yapilirmis ama biz 3 tane ettik ve degerlendirme bu 3 atis uzerinden yapildi. Bence 4 atis yaptirilmali, degerlendirme son 3 atis uzerinden yapilmali. Bu arada bir arkadas 3 mermiyi de ayni delige sokmayi becerdi, "masallah Erhan" dedik (ya da 1 tane atip digerlerini digari sıktı :) )
- Isparta'daki askeri hastaneye bel fitigi sorunum oldugu icin sevk edildim. Sabah 06:30'da Antalya'da beklemeye basliyorsunuzi, o aksam 17:30'da geri dondum. Doktoru gorme surem: 8 saniye. Doktorun cevabi: Tamam disarida bekle. Meger fizik tedavi doktoru izindeymis, bir daha gelmem gerekiyormus. Himmm, 11 saat bu yuzden mi gecti?
- Elektrik panolarinin yaninda ufak kalaslar var, ki bir carpma aninda bunu kullanip carpilani kaynaktan ayirin diye. Ilk bakista "elektrikle olmezse kafasina vurup oldurun" seklinde espri yapmistim ama aslinda mantikli birsey, galiba ben de santiye ofisine 3-5 kalas koyacam :)
- Yemekhane duvarlarinda asili yangin techizatindaki merdivenler ahsap......... Yaptigi 4 katli apartmana ahsap yangin merdiveni yapan Karadenizli vatandas geldi aklima. Ama belki duynada uygulamasi boyledir, bilemem.
- Verilen seminerlerin icerigi ve konulari guzel (kac kere gozlerim yasardi ben bile bilmiyorum), ama konulari anlatanlar "presentabl" degil. Bu kadar yillik Ataturkcu sistemin koruyucusu olan ordu derdini duzgun anlatabilen adamlar yetistirememis mi? Ben zaten anlatilanlarin buyuk kismini daha onceden bildigim ve kabul ettigim icin dert degil, ama ornegin "Milliyetcilik" daha iyi anlatilabilirdi. Size tavsiyem, tum videolara ve resimlere bakmaniz, bazilari gercekten etkileyici. Hatta nizamiyede (taburun girisi) Kurtulus Savasi'yla ilgili verilen bilgiler ve fotograflara baktikca simdi orduya saldiran serefsizlerden daha cok nefret ettim.
- Askerlerin sagligi ve guvenligi kesinlikle bir numarali oncelik olmali. Hatta ilk hafta verilen guvenlik egitimi (prize tel sokma, yangin cikarsa soyle yap, namluyu arkadasinin agzina sokma vs..) hemen ilk gun yapilmali. Bu egitimin ilk gun yapilmasi ere de guven verir. Biz santiyelerimizde bunu uyguluyoruz ve is guvenligi konusunda bayagi ilerledigimizi dusunuyorum.
ANTALYA'DAKI HAFTA SONU IZNI
Antalya'da merkezden disari cikmaniz yasak, yani ornegin Konyaalti'na gidemezsiniz (bunu dinleyen var mi?) Hatta Antalya icinde bile bazi yerlere gitmeniz yasak (ornegin Kaleici). Araba kullanmak yasak, yuzmek yasak, ucurum kenarinda durmak yasak, yasaklar da yasak :) Tabi bunlarin hepsinin sebebi var.
- Antalya'da ilk gun yedigim doner igrencti. Otelimizi ararken donerciler carsisinda bir iskender deneyelim dedik, demez olaydik. Yedigim yerin adi Tonton Odunda Doner idi. Ne sosta ne donerin kendisinde hayir yoktu. Esimin yedigi sandvic doner de ayni derecede kotuydu. Ertesi gun baska bir yerde denedim, fena degildi. Eger neresinin iyi oldugunu bilmiyorsaniz donerciler carsisini onermem. Antalya'yi bilmiyorsaniz cavuslariniza sorun, onlar kesin biryerler biliyorlardir.
- Sinema fena degildi (antalya 2001 alisveris merkezinin altindaki sinemaya gittim). Burada internet kafe de var, yani internet kafe + sinema isteyenlere uygun.
- Ataturk Parki'nin yoldan gorunmeyen alt taraflarinda guzel manzarali restoranlar var. Biraz tuzlu ama iyi restoran ararsaniz buralari oneririm. Biz cin yemeklerini begendik. Bayagi doyduk, hesap 115TL geldi.
- 17 Nisan'da Kaleici'ne yakin bir meydanda ANYODAŞ'in halka acik konseri vardi. ANYODAŞ!!! Antalya ressam müzisyen sanatkar vs... dayanışma dernegi (7-8 civari meslek vardi isminde). Yahu adam gibi isim bulamadiniz mi? Bir de o kadar meslegi kapsayan dernek mi olur?
- Turistik sehir merkezinde bir restoranda kola 4TL idi. Biraz turlu...
- Turistik yerde "Tourism Info" merkezi bulamadim. Oradaki turistler tahmini olarak etrafi geziyor olmalilar.
- Restoranlar hala "gel abi", "mösyö kam", "madam madam" seklinde cigirtkanlik yapiyorlar. Hatta bazilarina cok pis kufur edesim geldi.
SONUÇ
- Tanistigim cok duzgun insanlar oldu. Benim gibi veya bana yakin dusunen insanlarin oldugunu bilmek iyi birsey, ama her zaman oldugu gibi bu kisiler azinlikta. 100 kisilik takimin %50'sini ben kapidan sokmam, geri kalanin %25'i "belki" duz isci olur. Turkiye'yi yurtdisinda temsil eden topluluk galiba boyle birsey...
- Hasta olmayacagimi bilsem bir 21 gun daha giderim. Hicbirseye karar vermek zorunda olmadiginiz icin "inanilmaz" kafa dinlendirici biryer. 2. haftada isyerimdeki bazi arkadaslarin isimlerini unuttum (cidden unuttum).
- Gercek askerlik zor birsey. Allah PKK denen serefsizle savasana sabir versin, razi olsun. Ben 21 gun icin verdigim parayi az bile buldum.
- Santiye sefleri (proje mudurleri degil) pek merkeze cekilmek istenmez, cunku santiyedeki zor kosullara alisan adam heryeri oyle yonetmeye calisir (Istanbul'da mesainin 7'de baslayip 7'de bittigini dusunun). Bence askerde de uygulama ayni olmali. Yani cephede savasan adami geri planda yeni erlerin egitimine (ozellikle 21 gunluklerinkine) verirseniz, durum cok hos olmuyor :) Ornegin bir kisinin yanlis hareketinden tum takimin (manga da degil) ceza almasi savasa gidecek bir komando ekibi icin dogru olabilir (cunku bir kisinin hatasi bircok olume sebep olur) ama ortalama yasi 35 olup yarisi bel fitigi olan bir gruba ayni muamele yapilmaz (ve 21 gun sonra yarisi Almanya'ya donecek). Kaldi ki bu uygulama daha 3. gunde yapildi, ben 3 gunde kimi taniyim da kontrol edeyim ki? Son uc gunde kogus izinlerinin kaldirilmasi da "cephedeki komutanin geri planda egitime cekilmesi"nin bir sonucu.
- Bu yazdiklarimi tamamen objektif yazdim, kendi fikirlerim boyle. Askere saygim sonsuzdu, hasta olmam bu fikrimi hala degistirmedi. Siz Soros destekli serefsizlerin yazdiklarina-soylediklerine bakmayin, asker bu ulkeyi cok seviyor.