26 Şub 2011

Tamron 70-300'u neden sattim?

...
Iste bu yuzden:


Pentax K10D + Tamron 70-300. Bu lensle gunes altinda hic beyaz fotograf cekemedim, tamami mor cikti (yukaridaki %100 kesme).

Ek: Simdi dusunuyorum da, duzgun odak yapilmadigi zaman bu CA sorunlari artiyor. Belki objektifte odak sorunu vardi, o yuzden CA sorunlari ciddi coktu. Ama fotografa bakinca ciddi bir odak sorunu da gorunmuyor (gene de biraz var gibi). K10D ve Tamron elimde olmadigi icin tekrar deneyemiyorum. Sebep her ne ise, ucuz 70-300mmler yerine firmalarin kendi 50-200mm ya da 55-200mmlerini almanizi tavsiye ederim.

Bu arada yeni Tamron 70-300mm VC ciddi olarak iyi, bu objektifi her sekilde tavsiye edebilirim.

16 Şub 2011

Ankara'nın en güzel tarafı

Emre Aköz isimli amca bir aralar "Geçen gün panju'da şarap içiyoruz yine, biz hep panju'da şarap içeriz, bir anda aklıma karideslerin neden bu kadar pembe olduğu takıldı" gibi "ben halktan ayrıyım, üstünüm, elitim" gibi şeyler yazardı, şu anda RTE'den çok RTE'ci oldu. Hatta muhaliflere gözü kapalı saldırıyor. "Gözü kapalı" diyorum çünkü yazdıklarının bir dayanağı veya kaynağı yok. Aslında yazdığı tarz ve yağladığı taraf itibariyle ispat etmeye gerek bile duymuyor çünkü genelde "bu böyledir" demek halkın kafasına bir fikir empoze etmek için yeterli.


Bugünkü yazısında ordunun bazı gazete ve gazeteleri kullandığını yazmış (isim de vererek), bu gazetelerde AKP'yi karalayacak uydurma haberlerin yayınlandığını söylemiş:


"Hürriyet, Milliyet, Vatan, Akşam, Sözcü ve benzeri gazetelerde, yukarıda andığım kesimler hakkında, binlerce yalan ve çarpıtma haber/yorum yayınlandı.
StarTV'de, CNN-Türk'te, NTV'de yapılanları anlatmaya yerim yetmez. Kitap yazmak gerek. 



Geçen gün polisçe aranan ve Hürriyet yazarı Soner Yalçın başta olmak üzere, yöneticileri gözaltına alınan Odatv, bu kampanyanın bir parçası olarak öne çıktı. 
"Ergenekon dostu" bir yayın çizgisi izleyen sitenin temel işlevi, vesayet rejimine karşı çıkanları karalamaktı.
Soner Yalçın ve çevresinde toplananlar, bizzat tanıdıkları insanlar hakkında bile akla hayale gelmedik iftiralar attılar.
Bugün Odatv'nin yayınlarını savunanlar "basın özgürlüğünden" söz ediyor.
Birileri hakkında sistemli biçimde yalan yayın yapmak, basın özgürlüğü mü?
Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan için geçerli olan, Soner Yalçın ve şürekâsı için de geçerli:
"Muhalefet" ettikleri için değil, gıllıgışlı taraklarda Ergenekon bezleri dokudukları iddiasıyla içeri alındılar.
"


Bravo, aferin, ama bu yalanlar neler? Bu yalanların doğrusu nedir? "akla hayale gelmeyen yalanlar yazdılar" diyorsun da bunun dayanağı nedir? Yoksa amaç (Nazlı Ilıcak'ın sürekli yaptığı gibi) gözaltına almaları meşrulaştırmaya çalışmak mı? Nazlı Hanım bugün de resmen "Balyoz Belgeleri doğru" demiş, yani bırakın mahkemeyi daha adam gibi iddianame bile hazırlanmamışken hanımefendi kararı vermiş :)


Bu davalar sonuçlansa da ne olduğunu anlasak, herkes suçlanıyor ama ortada sonuç yok.


Son günlerde çok politik takılıyorum, başıma birşey gelmese bari :)


Yahya Kemal'in "Ankara'nın en güzel tarafı İstanbul'a dönmek" anlamında bir lafı var. Ben de yavaştan Türkiye hakkında böyle hissetmeye başladım galiba...

14 Şub 2011

Şok şok şok! Sıcak gelişme! Olay olay! Son dakika!

"Son dakika" haberleri en çok ilgi gören haberler. Neden? Çünkü bir zamanlar yalnız yeni haber alınmış "çok önemli" ve "beklenmeyen" haberler televizyonlarda "Son dakika" haberi olarak verilirdi. Örneğin Şili'deki 10 büyüklüğünde deprem, Özal'a suikast girişimi, Ghandi'nn vuruluşu "Son Dakika!" kategorisine girer. Dolayısıyla artık "Son dakika" veya "Sıcak gelişme" haberleri insanların ilgisini çekiyor.

Artık bu "sıcak gelişme" kavramı bazı konuları empoze etmek için tüm ülkelerde aktif olarak kullanılıyor. Adeta "Büyük Yalan" teorisinin yardımcısı olarak "Son dakika" taktiği kullanılmaya başlandı: Ne kadar bağırırsan yalanın o kadar gizli kalır.

Ayrıca, "son dakika" gelişmeleri normal haberlerden daha çok akılda kalır. 5 internet gazetesinde ve 10 televizyon kanalında "son dakika" olarak gördüğünüz haber size "önemli" gelir.

Dikkat ediyorum (aslında dikkat etmiyorum, gözümüzün içine sokuyorlar), son zamanlarda meşhur dava ile ilgili haberler malum medyada sürekli "son dakika", "olay" diye verilmeye başlandı. Yahu bu ülkede zaten hemen her haber "şok". Tahminimce seçim yaklaştıkça bu "son dakika", "şok gelişme" haberleri malum medyada artacak (bu yorumu OdaTV'de de okudum ama ben önce düşünmüştüm, yalnız yazmaya zaman bulamadım onlar önce düşünmüş :) ).

Ana sayfadaki haber böyle:


Şimdi bu sayfada kimin hangi adliyede olduğu rahatlıkla yazılabilir, ama öyle olur mu hiç? Önce merak uyandırmak gerek, sonra sitenin tıklama sayısını arttırmak için detayları başka sayfada vermek gerek:


Sürpriz :) Dikkat ettiniz mi, "SICAK GELİŞME" yazısı haberin kendinden daha fazla yer kaplıyor :) (haberin devamı yok, sonradan daha detaylı bir haber koydular)

Adam suçlu veya değil, suçluysa da cezasını çeksin orası ayrı, hatta gerçekten darbe planlıyorlarsa en ağır cezayı çeksin. Mesele hükümet karşıtları ile ilgili haberlerin sürekli manşetlerde olması ve bir kısmının "şok şok şok" şeklinde halka servis edilmesi.

Ek: Anam anam, ben bunları yazarken polis OdaTV'yi basmış :) Şu anda web sitelerinde de sorun var, hem yavaş hem fotoğraflar gelmiyor. Ne demiştim daha önce? Muhaliflerin yüreğine korku salarak, "demokrat" baskı rejimi ile ülkeyi yönetmek böyle oluyormuş demek ki...

10 Şub 2011

Ay konfes

En modern Papa sonuncusu oldu galiba. Benedict 16 (pardon, artistlik olsun: Pope Benedict XVI) pederlerin blog sayfası oluşturmalarını destekliyormuş. Tabi iş blogla kalır mı:


Ayfon ile yapılmayan bir bu kalmıştı, artık günahlardan da arınabilecez. Hatta yerçekimi algılayıcısı sayesinde ayfonu her iki sallayışta bir sevap kazanabileceksiniz: Kısa bir süre için yalnız $0,99!
Yeni projeler de önereyim: ISin, IPray, IHolyWater, IWine, IHolyBread, IChurch (yalnız pazar öğleden önce aktif hale gelecek) vs..
Bizim AKP'nin de diyanetçilere bazı projeleri başlatması gerekli: IYasak, IGünah, IGemicik, ISilivri, IBOP (bak, bak, bak)