17 Kas 2010

Canon 5DMarkII - Nikon D700 karşılaştırması Bölüm2

TAŞINDIK: http://halkboyleistiyor.com

Önceki bölümden devam...

Fotoğraflarla Karşılaştırma

Bazen zaten yazı içinde açıkladığım konular için garip sorular soruluyor: Buradan anlıyoruz ki insanımız okumaz, okumayı ve okuyanı da sevmez :) , bu yüzden karşılaştırmaları genelde bol fotoğraflı örneklerle desteklemeye çalışıyorum.

Karşılaştırmaya geçmeden önce bazı notlar:

1- Herşeyden önce "21MP-12MP" farkı nedir, onu göstereyim:

Ön plandaki D700, arka plandaki 5DMarkII'den.
5DMarkII'den çıkan fotoğraflar her yönde D700'ünkilerden ortalama %31 civarı daha büyük, yani 21MP/12MP oranı kadar bir fark yok. 21/12 oranı size piksel oranını verir, yani 5DMarkII her fotoğrafta D700'den 1.75 kat daha fazla `nokta`yı işliyor.

2- İki makineyi sürekli yanımda gezdirdim. Sabah bir yeri çekip akşam aynı yeri diğer makineyle çekmek saçma. Ama bunu siz zaten düşünebilirsiniz değil mi? Düşünemeyenler de var :) Peki bu insanları nasıl ayırırsınız? "Yüzlerce kullanıcı fotoğrafına baktım, bu makine diğerinden daha iyi" diyen birini görürseniz, işte bu kişi "Aynı şartlar altında" lafını duymamıştır. Aşağıdaki örneğe bakın:
ISO6400, 5DMarkII, keskinleştirme: 0
ISO6400, 5DMarkII, keskinleştirme: 0
Yukarıdaki fotoğrafları aynı yerden çok kısa aralıkla ayni makineyle ISO6400'de çektim, peki fark ne? Ayıcıkların gözlerine bakarsanız farkı görürsünüz. Salonun ışıklarını açınca hayvanların gözleri parladı :) Kulaklardaki ve tüylerdeki detayların arttığını görebilirsiniz, renkler de kendine geldi, ve hatta fotoğrafta genel bir gren (noise) azalması oldu.


Yukarıdaki fotoğraf D700 ile ISO6400'de çekildi. Aslında büyük hali da bayağı iyi, ama bu boyuttaki tek fotoğrafa bakıp "vay en iyisi bu" diyemeyiz.


İşte bu yüzden aynı koşullarda çekilmeyen fotoğraflara bakıp "işte mükemmel makine bu" demeyin. Nikon D7000 ve Pentax K-5 daha çıkmadan bu şekilde şişirildi, hatta yüksek ISO'da tam kare D700 kadar iyi oldukları iddia edildi ama kontrollü testlerde henüz işin aslı pek öyle görünmüyor.

3- Testleri 50mm f1.8 lensleri kullanarak yaptım: Nikon 50mm f1.8D ve Canon 50mm f1.8II. Elimde f1.4 versiyonları olsaydı onlarla yapardım ama optimum diyaframda aralarında neredeyse fark yok ve orta noktalarında piyasadaki en keskin lens kadar performansları var. 50mm sabit odaklı lenslerin neredeyse tamamının orta noktaları f4-f8 arasında her türlü algılayıcı için yeterli çözünürlüğü sunar. Eğer sunamıyorsa o marka için sorun vardır: Zoom lenslerin hiçbiri 50mm'nin çözünürlüğünü veremez. 50mm'de sorun varsa zoomların halini siz düşünün...

4- Keskinleştirme yaptıysam hepsine aynı derecede yaptım. Kullandığım iki değer var: Radius: 0,6 + Amount: 80 ve Radius: 1,0 + Amount: 0. İki makine de keskinleştirmeye aynı şekilde tepki veriyor, tam kare algılayıcılarda pikseller birbirinin üstüne binecek kadar sıkışık olmadığı için daha yüksek keskinleştirme ayarları kullanabiliyorsunuz (en azından ben kullanabiliyorum).

5- AF hızını karşılaştırmayı istemedim. AF hızı gövde kadar lense de bağlı. Elimdeki 3 Nikon uyumlu lens de gövde yardımıyla otomatik netleme yapabilen lensler. Yalnız (USM kadar olmasa da) netlemenin yeterince hızlı ve sessiz olduğunu söyleyebilirim. D700'deki netleme motoru yeterince sessiz.

6- D700'un algilayicisinin baz ISO degeri 200, 5DMarkII'ninki 100. D700 ISO100 değerine bir algoritma yöntemiyle iniyor, aynı şekilde 5DMarkII de ISO50'ye sayısal yöntemlerle iniyor. Baz ISO degerinin yüksek olmasi demek, o algilayicinin ışığa hassasiyetinin daha yüksek olması demek, aslında teoride iyi birşey ama ISO200 bazı durumlarda çok gelince ISO100'e inmek durumunda kalıyorsunuz, bu durumda algılayıcının dinamik alanı ve renk algılaması negatif yönde etkileniyor. Bu "istenen değere sayısal yöntemle ulasma" işi yüksek ISO değerlerinde de yapılıyor, örneğin D700'un maksimum ISO değeri 6400 olarak gösterilir, ISO12,800 ve 25,600'e hesap yöntemiyle ulaşılır (bu değerler "Hi1" ve "Hi2" olarak geçer).


Hadi bakalım

Önce ölçüm sistemlerine bakalım. Elimde bununla ilgili bir test aleti olmadığı için zorlu ışık koşullarında makinelerin nasıl davrandığını kontrol ettim.

NOT: 2500_5dMarkII_f_2.8_1_50 s demek ISO2500'te 5DMarkII ile, f2.8 diyafram ve 1/50 enstantane ile çekilmiş demek. Adobe Bridge ile topluca adlandırmayı burada anlatmıştım.

2500_5dMarkII_f_2.8_1_50 s

3200_d700_f_2.8_1_40 s
5DMarkII'de "Evaluative", D700'de "Matrix Metering" kullandım. Farkı gören var mı? D700'de Nikon'un sürekli ön plana çıkardığı "1005-piksel RGB ölçümü" ve "3D-Matrix Ölçümleme Sistemi"nin burada daha iyi iş yapması gerekirdi sanki. Evet sandalye ve montun karanlık kısımlarında biraz daha çok ayrıntı var ama arkadaki duvarın bir kısmı tamamen bembeyaz. D700 5DMarkII'den yaklaşık 2/3 stop kadar daha parlak çekime karar vermiş.

Çekim değerleri fotoğrafların altında yazıyor. Canon 1/640 tercih ederken Nikon 1/400'ü seçmiş. Arada 2/3 stop fark var, dolayısıyla D700'de duvardaki detayların bir kısmı fazla ışığa kurban gitmiş
Yukarıdaki duvarı çektiğim yerde, D700'e haksızlık ettiğimi düşünerek baz ISO değeri olan 200'e aldım ve karşıdaki dağları çektim:

D700'de ISO 200. Canon'un EV değerine eşit olması için 1/800 enstantane ile çekmesi gerekirken 1/640'ı tercih etmiş, dolayısıyla "highlight" bölgelerdeki detaylar azalmış. Acaba DR sorunu da olabilir mi? (1, 2, 3)

Prizren-Kosova'da restore edilmekte olan bir bina. Börek alırken aşırı güneşi farkettim ve bir-iki deneme fotoğrafı çektim. D700 gene baz ISO değerinde (200), ve gene yaklaşık 1/3 stop daha parlak. Bu +1/3 EV değeri beyaz bölgelerdeki detaylara da yansımış. 1/3EV bu kadar fark eder miydi bilmiyorum, neredeyse 5DMarkII'nin dinamik alanının D700'den daha iyi olduğunu düşünmeye başladım ama test siteleri böyle demiyor.
Burada bir konuyu belirtmek gerek: Tam kare gövdelerin "RAW headroom" dedikleri (RAW kapasitesi diyim) değer bayağı yüksek oluyor, RAW fotoğrafta aşırı parlamış yüzeylerdeki detayları geri getirmek APS-C algılayıcılara göre daha rahat. Yukarıdaki fotoğrafları -1,5EV geri çekince aşağıdaki gibi detaylar geri geliyor:

5DMarkII
D700

Neden sürekli RAW'dan bahsediyorum? Evet DSLRların gerçek performansı ancak RAW çekerek görülebilir, ama D700'ün JPEG işleme algoritmasında daha farklı bir durum var:

Soldaki 5DMarkII, sağdaki D700. İkisi de JPEG ve "Standart" modda çekildi. Fark bariz.
D700'de "Standart" fotoğraf modunda bile renkler aşırı doygun (saturated) ve aşırı karşıtlık (contrast) var. Forumlardaki "Nikon'un renkleri daha canlı ve doğru" yorumu buradan mı geliyor? Yani renkler canlı olunca daha doğru oluyor demek ki? D3 ve üzerindeki gövdelerde böyle birşey yok, D700 daha alt seviye gövdelerdeki JPEG işlemeyi kullanmış. 5DMarkII'deki "Standart" fotoğraf işleme daha düz bir ton eğrisi çiziyor ve renkleri gerçeğe daha yakın, tıpkı tüm diğer Canon DSLRlarda olduğu gibi. Gerçek rengi yakalamak için belki çok az daha renklerin doygunluğu arttırılabilir, ama kesinlikle D700 kadar değil. Buraya koymadım ama fotoğrafın ortasındaki kırmızı çalının büyük hali D700'de kıpkırmızı bir lahanaya benziyor :)

Nikon RAW-JPEG farkı

Canon RAW-JPEG farkı


4'ü bir arada: 5DMarkII RAW-JPEG ve D700 RAW-JPEG

Son örnek. D700'de siyahlar daha siyah.
Bu "aşırı renkli ve kontrastlı" JPEGler bazı kullanıcılara çekici de gelebilir, o yüzden "iyi" veya "kötü" demiyim. Yalnız D700'ün fiyatına ve özelliklerine bakınca üst düzey bir makine olduğunu (5DMarkII'den de pahalı) ve bu makineyi kullananların "hey hey rengarenk fotoğraflarım var" diye sevineceklerini sanmadığımı hatırlatayım.
İşte bu yüzden, JPEG fotoğrafları karşılaştırmadım bile. Yalnız hakkını yememek lazım, yüksek ISO'da (3200 ve üzeri) hiç oynamazsanız D700'ün JPEGleri 5DMarkII'ye göre daha kullanılabilir. Canon'un yüksek ISO'da JPEG işlemesini hic sevemedim zaten.


Amaçsız Türlü Örnekler

Sahne bu

100_5dMarkII_f_8.0_1_160 s

100_d700_f_8.0_1_160 s
Gökyüzünün rengi ve fotoğrafın boyutu haricinde ikisi arasında fark yok.

Sahne bu
100_5dMarkII_f_8.0_1_160 s
200_d700_f_8.0_1_320 s

Bu boyutlarda belli olmuyor, fotoğrafları farklı pencerede açıp bakın. İşte kesme (crop) böyle durumlarda işe yarayabiliyor ve 21MP'nin avantajı ortada.


Sahne bu
100_5DMarkII_f_6.3_1_160 s

100_d700_f_6.3_1_160 s

100_5dMarkII_f_6.3_1_160 s
100_d700_f_6.3_1_160 s

100_5dMarkII_f_6.3_1_160 s
100_d700_f_6.3_1_160 s
Yukarıdaki evlerin aşırı parlaklığı hoşuma gitmedi, sahneyi 1.5EV aşağı çekince aşağıdaki gibi bir sonuç çıktı:

5DMarkII

D700

Yorum yok... Ya da var :) Düşük ISO'da D700'ün 5DMarkII'ye göre fotoğraf kalitesi anlamında hiçbir üstünlüğü yok (ecnebiler buna "D700 is crushed by 5DMarkII" derdi sanıyorum). Şu anda 5DMarkII'nin verdiği detayı (veya daha iyisini) verebilecek tek Nikon D3x. Işık ölçümü de söylendiği gibi "5DMarkII'nin eskimiş ölçüm sistemi"nden çok çok iyi değil. Önümüzdeki günlerde daha zorlu koşulları denerim, belki farkını karmaşık ışık koşullarında gösterir. Neden 1/3 veya 2/3 fazla stop ölçümü yaptığını anlayamadım. Lens etkilemiş olabilir mi?

Aynı manzara. Histograma dikkat. D700'ün histogramı sağa, yani ışığa doğru kayarken 5DMarkII'ninki biraz daha dengeli.  O kocaman kırmızılık ve soldaki fotoğrataki maviler (taşların arasında) detayı kaybolan bölgeler.
Şimdi, D700'ün RAW dosyalarını varsayılan ayarlarda açarsanız yukarıdaki gibi patlayan ışıklar görebilirsiniz, ama bazı durumlarda EV değerini -3 stop aşağı veya yukarı çekince bile bir sorun görünmüyor! Yani aslında RAW dosyasında yeterince bilgi var, ama nedense D700 bunu açığa vurmuyor. Örneğin 5DMarkII RAW dosyasını açıp 2 stop yukarı çekerseniz gren görmeye başlıyorsunuz, D700'de bu durum çok daha az veya hiç yok! Tam kare D700'de JPEG çekerseniz alacağınız dinamik alan APS-C algılayıcılar kadar, belki daha az olacaktır. RAW çekip biraz oynarsanız başka bir dünyaya adım atıyorsunuz.

Bir de hatırlatayım, yukarıdaki sahneler hep durağan koşulları içeriyor. Hızlı çekim koşullarını deneyecek lensler elimde yok, elimdekilerin tamamı gövdeden netlemeli, elimdeki Canon L lenslerle karşılaştırmak bariz haksızlık olacaktı. Tahminimce hızlı lenslerle kullanınca ilk netleme hızında çok fark olmayacaktır ama takip etme konusunda D700'ün üstünlüğü olacaktır.

Daha Fazla Örnek


Karşılaştırma sahnesi bu. Arnavutluk'ta Kukes-Kalimash yolu üzerinden bir görünüm. Ortadaki kırmızı ağaççık dikkatimi çekti, o yüzden burada durdum. 

Detay sekmesinde kullandığım ayarlar aşağıdaki gibiydi:







Bu sefer yorum yok :) Ya da hadi yapalım: Yüksek ISO'da ışık iyi bile olsa keskinleştirme yapmamak daha iyi. Radius: 0,6 + Amount: 80 değerleri ISO1600'e kadar iyi, ama sonra fotoğrafı bozmuş gibi.

Aynı sahnenin sağ-üst tarafındaki evlere bakalım:



Son olarak sol-alt taraftaki bir ağaççık grubuna bakalım:





Gene yorum yok (5DMarkII'nin yüksek grene karşılık daha fazla detay yakaladığı haricinde). Sürekli hile yapıyorum değil mi?

ISO6400, f6.3
Yukarıdaki sahneyi akşam üzeri 5.30 civarı çektim. Hava kararıyordu. Gökyüzünü karenin yaklaşık 1/4'üne aldım ki makineler çalılara pozlasın, gökyüzünü öldürsün.


5DMarkII

D700

5DMarkII

D700
Makineler için en iğrenç sahneler bunlar. ISO6400, sahnenin 1/4'ü yarı parlak gökyüzü, daha karanlık yeryüzü ve ot-çalı karışımı birşey. Düz desenlerle yüksek ISO karşılaştırmak kolay, durum yukarıdaki gibi olunca en ufak detayı yakalamak önemli oluyor.

Sonra gökyüzünü geri getirmek için fotoğrafları ACR'de 3 EV aşağı çektim (3 stop daha karanlık hale getirdim), "Fill Light", "Tone Curve", Vibrance vs.. ne varsa kullandım. Sonuçlar aşağıda:

5DMarkII

D700
EV arttırmaya veya azaltmaya D700'ün RAW dosyaları "biraz daha" açık, gren veya renk değişimi daha az oluşuyor.

Bu sefer gerçekten yorum yok...


YUKSEK ISO KARSILASTIRMASI VE GECE CEKIMLERIYLE DEVAM EDECEK...

Canon 5DMarkII - Nikon D700 karşılaştırması Bölüm1

TAŞINDIK: http://halkboyleistiyor.com

.....
Girizgah


5DMarkII çıkalı 2 seneyi geçti, D700 biraz daha eski. Peki bu karşılaştırma niye?

İki modelin broşürlerinden/tanıtımlarından alınmış görüntüler. Firmalar zaten gövdelerle ilgili ipuçlarını sloganlarında veriyorlar. Ya da ben sizde daha yazının en başında ön yargı yaratıyorumdur, bilemem :)

Ortaokul görmüş her Türk vatandaşı bilir ki Ege Bölgesi'ndeki her türlü iklimsel etkinin sebebi dağların denize dik olması, Akdeniz Bölgesi'nin iç kısımlarındaki karasal iklimin sebebi de dağların denize paralel uzanmasıdır. Coğrafya eğitimimiz o kadar iğrenç ve ezbere dayalıdır ki (sanki diğerleri daha iyi) ortaokuldan aklımda bu iki bölgeyle ilgili kalan neredeyse tek bunlar kaldı: Dağlar denize paralel, dağlar denize dik.

5DMarkII-D700 farkı da böyle. Biri bir laf söyledi, 2 yıldır "arada fark ne?" diyenlere cevap: "D700 daha hızlı, netlemesi daha iyi, ISO'su daha iyi. Ama 5DMarkII detayları daha iyi veriyor ve videosu var". Hımmm... Bunlar %100 doğru mu? Yok mu başka farklar? Çok ezbere söylenen şeylere her zaman şüpheyle bakarım; örneğin ağzından "Demokrasi, Liberalizm" düşmeyen siyasetçi genelde yurdu en fütursuzca satan adam oluyor, veya "Açık Toplum Enstitüleri" aslında pek açık değil vs...

Bu karşılaştırma iki makinenin de incelemesi değil. Zaten ikisini de incelemek için sayfalarca yazmak gerek, bunu yapan onlarca site var. Ben hemen her konuda yalnız "karşılaştırma" yapacağım. Her özelliği de karşılaştırmak imkansız, o yüzden yalnız önemli gördüğüm konuları ele alacağım.

"Tam Kare" ne ola ki?

Hani forumlarda "Full Frame", "ff", "FF", "ful frama", "full freym" denen şey var ya, işte onun yaygın kullanılan Türkçesi "Tam kare" oluyor. 35mmlik film karesi (aslında kare olmasa da kare deniyor) boyutundaki algılayıcılara (24mm x 36mm) "Tam Kare" algılayıcı deniyor. Bunun dışında "APS-C", "APS-H", "4/3" algılayıcılar da var. Bunların dışında Orta Format algılayıcılı modeller de var ama yeni Pentax 645D'ye kadar bu sistemlerde gövde fiyatı 10,000 Dolar'ın altına inmemişti (hatta 20,000 d'yel'm), bu yüzden kullanım alanları hala kısıtlı. Merak edeni böyle veya böyle alayım.

5D ile başlayan "ufak gövdede tam kare algılayıcı" kervanı rüzgara dönüştü (Bazı arkadaşlara "gövde" yabancı gelecektir, o yüzden çevireyim: gövde = body :) ). 5D'den 2-3 sene sonra sonra Nikon ve Sony de "normal" boyutlarda gövdeye sahip ve tam kare algılayıcılı modeller çıkardılar. Daha önce bu kategoride yalnız 1Ds tarzı "büyük" gövdeler vardı. Halihazırda piyasadaki tam kare algılayıcılı modeller:

Canon 5D, Canon 5D MarkII, Canon 1Ds, Canon 1Ds MarkII, Canon 1Ds MarkIII
Nikon D700, Nikon D3, Nikon D3s, Nikon D3x
Sony A850, Sony A900
Leica M9

Yukarıdakilerden Leica M9 tam DSLR değil, ama sonuçta tam kare algılayıcısı var. Ben atlamıştım, Fotokritik'ten Suat Bey hatırlattı.

Bunların bazılarının üretimi yapılmıyor ama hala piyasada ikinci ellerini bulabiliyorsunuz. Contax N Digital (ilk tam kare algılayıcılı DSLR), Kodak DSC Pro gibi diğer başka gövdeler de var ama bunları bulabileceğinizi sanmam. 5D'ye kadar tam kare gövdelere el değmiyordu, 5D ile beraber tam kare algılayıcılar "orta seviye" meraklıların alabileceği fiyata indi. 5D o kadar başarılı oldu ki, hala yeni çıkan tam kare gövdeler onunla karşılaştırılıyor. Bir arkadaşımın Ayasofya'da çektiği bir kubbe fotoğrafını ISO400 sandığımı ve aslında ISO1600'de çekildiğini anlayınca elimdeki makineye (K10D) ne kadar ters baktığımı hala hatırlıyorum :).

Avantaj-Dezavantaj

Tam kare algılayıcılı gövdelerin APS-C veya 4/3 algılayıcılı gövdelere göre avantajları ve dezavantajları var. İlk aklıma gelenler aşağıda:

- Daha büyük sensörden dolayı alan derinliğini daha sıkı kontrol edebilme. Örneğin 50D'de f2.8'de elde edeceğiniz alan derinliğini 5DMarkII üzerinde f4 ile elde edebiliyorsunuz. Yaklaşık 1-2 stopluk ISO ve dinamik alan avantajını da göz önüne alırsanız, f4 objektifin birçok durumda yeteceğini anlayabilirsiniz. 4/3 sistemlerde durum daha da ilginç: Mükemmel Olympus 12-60 f2.8-f4.0 objektifin 60mm f4'teki alan derinliği tam karede 120mm f8'e denk geliyor. Daha da açarsak: Olympus E-510 + 12-60mm objektifle 60mm'de f4'te alacağınız net alan derinliğini D700 ile 120mm f8.0 lensle alabiliyorsunuz. Yani "bokeh" elde etmek tam kare ile daha rahat.
- Daha büyük sensörden dolayı daha iyi dinamik aralık, ISO becerisi ve renk algılama. Teknoloji hergün geliştiği için ufak algılayıcılar hergün eski tam kare algılayıcılara yaklaşıyor. Buna rağmen, fotoğraf kalitesi açısından hala eski 1Ds MarkII'yi tüm APS-C algılayıcılı makinelere tercih ederim.
- Daha büyük bakaç. 5DMarkII'nin bakaçını görünce Olympus E-510'unkina bakasınız gelmiyor :). Hatta bazen gözümü bakaça yapıştırmak zorunda bile kalmıyorum. D700 de aynı şekilde. Sony A900'ün biraz daha büyük olduğunu söylüyorlar ama ben karşılaştırmadım.
- Objektifleri gerçek odak mesafeleriyle kullanabilme. Örneğin harika 24-105 f4 L IS objektif 50D üzerinde kesme faktöründen dolayı çok çok kullanışlı olmuyor (geniş açıyı tam anlamıyla kullanamıyorsunuz, yoksa performansı yeterince iyi) ama 5D MarkII üzerinde adeta yeniden doğuyor.
- Daha büyük ışık algılayıcı gözeneklerden dolayı ucuz lenslerle bile iyi çözünürlük ve keskinlik elde edebilme. Tam kare algılayıcı + orta kalite objektif, aynı MP'deki en iyi DLSR + üst kalite objektiften çözünürlük ve keskinlik olarak daha iyi sonuç verecektir. Bu avantaj fotoğrafın kenarlarına doğru azalıyor (sebebi aşağıda) ama fotoğrafın en köşeleri benim için çok çok önemli değil.

Bunun yanında dezavantajları da var:

- Daha büyük sensörden dolayı alan derinliğinin daha katı olması. Yukarıda bunu avantaj olarak yazmıştım, ama bazen dezavantaj da oluyor. (Temel bilgisi olmayanlar önce burayı okusun) Örnek senaryo: Elinizde D700 var. Birkaç deneme yaptınız ve istediğiniz sahnede herşeyin net olması için gerekli diyafram değeri f16 çıktı. 4/3 algılayıcı ile daha düşük diyafram kullanarak (örnegin f8) aynı alan derinliğini alabilirsiniz. Evet, tam karenin 4/3 algılayıcıya göre 2 stop veya daha fazla ISO avantajı var ama ben gene de ISO200'de çekeceğim manzarayı ISO800'de çekmek istemem.
Orta format makinelerin örnek manzara çekimlerinde sürekli f16-f32 arasını kullanmaları da bu yüzden: Gerekli alan derinliğini yakalamak. F22'de sensöre minimum ışık girdiği için enstantane hızı çok düşüyor, bu yüzden elinde üçayak olmadan dolaşan orta format kullanıcısı pek yok (aletin ağırlığı da etkili tabi).
Makroda da düşük f değerinde çok alan derinliği avantajlı olabiliyor.
Kafanız karıştıysa sonraki maddeye geçebilirsiniz :)
- Daha büyük ayna ve prizma sistemi kullanma zorunluluğundan boyutlarını 550D, d5000 seviyesine indirmek zor, yani optik bakaç olduğu sürece tam kare gövdeler çok da ufalmayacak. Elektronik bakaçlı tam kare sistemler? Düşününce mideme ağrılar giriyor..
- Daha pahalı. Algılayıcı maliyeti yukarıdaki sebeple birleşince maliyetleri aşağı çekmek çok kolay değil. Sony A850'de yapıldığı gibi birkaç çok kullanılmayan özellik kırpılıp 2000$ altı tam kare gövde sayısı arttırılabilir.
- Kesme faktörü olmadığı için, APS-C gövdelerdeki "300mm objektifi 450-480mm gibi kullanma" avantajının olmaması. Tam kare + 400mm bir objektif her zaman daha iyi sonuç verse de APS-C gövde + 300mm her zaman çok daha uygun fiyatlı oluyor. (Olympus E-5 + 300mm f2.8 ve D700 + 600mm f2.8 fiyat farkına bakın. Ipucu: 600mm f2.8 Nikon lens yok, f4 olanına bakın).
- Tam kare objektiflerde kenarlarda performans düşüşleri diğerlerine göre daha olası. Örneğin 5D üzerindeki 50mm f1.8 objektif üzerindeyken köşelerde kararma ve daha fazla renk sapması yapıp keskinliği azalırken aynı sorunları 50D ile daha az yaşıyorsunuz çünkü ufak sensör objektifin en köşelerini değil daha yüksek performanslı olan orta kısımlarını kullanıyor. Bu dediğim sorun tam kare algılayıcılar ile tam kare uyumlu lensler için geçerli (Canon'da EF, Nikon'da FX, Sigma'da DG), daha ufak algılayıcılar için üretilen lensler (EF-S, DX ve DC) de aynı sorunu yaşıyor.

Fiziksel Özellikler ve Kullanım
D700 ve 5DMarkII iki firmanın tasarım karakteristiklerini yansıtan iki gövde. Nikon biraz daha yüksek ve dar, iki ufak tekerlekli, mod tekeri olmayan bir model. Canon ise biraz daha geniş ve kısa, önde bir ufak tekerlek ve arkada kocaman bir ayar tekerine sahip, ve mod tekerleği olan bir gövde.


Önce sizi ürünleri gösteren bir fotoğraf silsilesi ile başbaşa bırakayım ki başınız dönsün. Makinelerde 50mm f1.8 lensler var:


Not: Gövde fotoğrafları Fuji F200EXR ile çekildi.












Evet taşıma iplerini çıkarmadım, ama bu makineleri kordonsuz kullanan da pek yok.

  • Nikon tam kare gövde olmasına rağmen bir flaşa sahip, Canon'da (önceki 5D modelindeki gibi) flaş yok. Bu tip flaşları bir profesyonel kullanmak istemez çünkü harici flaşlar kadar esnek olmaz ama dolgu flaşı için ve harici flaşları yönetmek için birebir.
  • 5DMarkII'de tam yüksek tanımlı video var (bazilari Full HD de der), D700'de yok. Detaya girmiyim. Alan derinliğini kontrol edebildiğiniz ve düşük ışıkta bile yüksek performansla cekim yapabildiği için 5DMarkII yavaş yavaş film ve müzik endüstrisinde (kliplerde) video kameraların yerini almaya başladı. Otomatik netlemenin olmaması ve saatlerce çekim yapamaması bu sektörde çok önemli değil, çünkü zaten filmlerde netleme elle yapılır ve en uzun sahneler 2-3 dakikayla sınırlı. Bircok DSLR video çekebildiği halde video-film icin en çok yardımcı malzemenin (taşıma aparatları, mikofonlar vs..) 5DMarkII icin özel üretildigi düşünülürse, aletin popülerliği anlaşılır.
  • Nikon'da düşük ışıkta netlemeye yardımcı olacak bir ışık var, Canon'da (geleneksel olarak) yok.
  • Canon'un kritik ayar tuşları sağa yığılmış. Gövdenin üstündeki ufak LCD'nin üzerindeki 4 tuştan 3 tanesi iki fonksiyonlu, diğeri LCD'nin ışığını açıyor. İşaret parmağıyla bu tuşlara basıp başparmakla ayar değiştirmek çocuk oyuncağı, ben sol elin desteği olmadan tek elle bile yapabiliyorum. Nikon'da fonksiyonlar makine üzerine dağılmış, bu yüzden örneğin ISO'yu değiştirmek için makinenin sol tarafındaki tuşa sol elle basıp sağ elle ayarı değiştirmeniz gerekli. Alışınca bu da kolay (ki yıllardır Nikon kullanan arkadaşlar şu anda benim hakkımda hoş düşünmüyorlardır). 3 haftadır alışmak için yalnız D700'ü kullanıyorum, ama Canon'un çözümü bana hala daha rahat geliyor.
Aşağıdaki fotoğraflar DPReview'dan.



  • Canon'da modları değiştirebileceğiniz bir tekerlek var. Nikon'da mod değiştirmek için sağ-üstteki mod tuşuna basıp gene sağ elinizle mod değiştirmeniz gerekli. Burada da Canon'un çözümü bence daha rahat. Canon'un 1D serisinde de tekerlek yerine tuş+tekerlek kombinasyonu var.
  • D700'ün sol-üst tarafındaki 3 tuşun etrafında bir ayar halkası var. Burada canlı ön izleme, zaman geciktirici, ayna kilitleme ve seri çekim modları var. Dikkatli arkadaşlar farketmiştir, zaman geciktirici ve ayna kilitlemeyi aynı anda kullanamıyorsunuz! Örneğin makro veya telefoto bir fotoğraf çekeceksiniz, titreşimi azaltmak için 2 saniye sonra çekime ayarlayıp aynı anda ayna kilitleyemiyorsunuz. Bunun iki çözümü var: CSM d9 numaralı özel fonksiyonu kullanıp D700'ün deklanşöre bastıktan 1 saniye sonra çekim yapmasını sağlayabilirsiniz Yalnız bu 1sn bazen titremenin sönümlenmesi için yeterli olmuyor, özellikle çok yakın makro çekimlerinde. Kablolu/kablosuz kumanda kullanmak diğer çözüm. Ta D2x'ten beri gelen bu tasarım hatasını nedense Nikon düzeltmedi.
  • D700'de optik bakacı kapatan bir perde var (bakaçın sol-üst tarafındaki mandal). Canon'da bunun için plastik bir parçayı bakaçın önüne takmak gerekiyor. Nikon'un bu çözümü daha iyi. İyi de optik bakaçı kapatmak neden önemli olsun? Uzun pozlamalarda veya kumanda ile yapacağınız çekimlerde bakaçtan içeri girecek ışık (örneğin arkadan gelen güçlü güneş ışığı veya karanlık bir bölgede arkadan gelen şehir/araba ışıkları) pozlamayı yanıltabilir.
  • 5DMarkII'nin canlı önizlemesinin kullanımı çok daha başarılı. 5DMarkII'de bu fonksiyon için bakaçın sol tarafında ayrı bir tuş var, D700'de ya sol-üstteki tekerleği kullanacaksınız ya da öndeki iki özelleştirilebilir tuşu kullanacaksınız. Tekerleği kullanmak bana hamallık gibi geliyor: Kilidi açmak için düğmeye bas (bu tekerleği döndürebilmek için ufak bir kilidi açmalısınız), Lv'ye çevir, düğmeye bas. Bu çözüm Canon'un "Düğmeye bas" çözümünden daha karışık. Ayrıca D700'ün sol üstteki tekerleği karanlıkta zor ayarlanıyor (bunu ışıklandıran bir ayar varsa da ben bulamadım).

D700'ün sol üst tarafındaki ayar silsilesi grubu.
  • D700'ün ön tarafında iki adet özelleştirilebilir tuş var. Bunlara hemen her ayarı-menüyü atayabiliyorsunuz. Artık sağ yüzük ve orta parmağımı faydalı işler için de kullanabiliyorum :). Yalnız bir durum var: Canlı önizleme fonksiyonunu çok kullandığım için bunlardan birini ona atadım, diğerini de "hızlı menü"ye ayarladım (My Menu'nün en üstündeki ayarı göstersin istedim). Yani hızlıca erişmek istediğim 1-2 diğer fonksiyon için yer kalmadı. Peki neden hızlı menüye atadım? Çünkü Canon'da olduğu gibi Picture Controls için ayrı bir tuş yok, ve ben bunu da çok kullanıyorum.
  • D700'de sonsuz özelleştirme seçeneği var. 3 günde anca neyin ne olduğunu anlayabildim (ya da anladığımı sanıyorum :) ). Örneğin varsayılan ayarda saniyede 5 kare çekebilen aleti saniyede 1,2,3,4, ve 5 saniye çekim yapmaya ayarlayabiliyorsunuz, veya ekranın kapanma süresini menüler için, çekim bilgisi ekranı ve fotoğraf ön izleme için ayrı ayrı belirleyebiliyorsunuz. Ben çoğunu kullanmıyorum. Yazılanlara göre D700 D3'ten daha fazla özelleştirme seçeneğine sahip(miş).
  • D700'ün menüleri hala eski. Birçok fonksiyona gidebilmek için tren gibi aşağı uzanan menüleri gezmeniz gerekli. Pentax K10D'de de aynı durum vardı, ama Pentax yeni gövdelerinde menüleri geliştirdi. Canon'un menüleri mantıklı sekmelere bölünmüş ve her sekmedeki ayarlar ekranda bir anda görünebiliyor, böylece sadece sekmeler arasında geziyorsunuz. D7000'e baktım, hala eskisi gibi.

Soldaki D700, sağdaki 5DMarkII'nin menüleri
  • İki gövde de elde yeterince sağlam duruyor. "Nikon daha sağlam, Canon elde oyuncak gibi kalıyor" diyen arkadaşlara buradan selam ediyorum. XXXD serisi belki ama XXD ve XD serileri pek oyuncak gibi değil. D700 çevre koşullarına karşı biraz daha iyi korunaklı, bunun yanında 5DMarkII de kötü değil. Ben 5DMarkII + 24-105 ile 15 dakika kadar çok hafif yağmurda (mecburen) çekim yaptım, hiçbir sorun yaşamadım. Unutmamak gerek ki tam koruma için objektifin de nem-toz geçirmez olması gerekli, ve Canon objektifin önüne bir filtre takmanızı öneriyor (UV, polarize vs..).
  • D700'de "Sanal Ufuk" yardımı var. Benim gibi bir türlü düz çekmeyi başaramayanlar için çok önemli. İsterseniz optik bakaçta isterseniz LCD ekranda bu yardımı görebiliyorsunuz. Pentax'taki uygulama bence daha iyi ama 5DMarkII'de hiç yok.
  • D700'de artık Nikon'da standart haline gelen "ışık saçaklanmalarını JPEG'de otomatik düzeltme" var. Canon en sonunda 60D'ye böyle birşey koyabildi. Daha çok RAW çektiğim için büyük dert değil ama eş-dost fotoğraflarında RAW kullanmadığım için yararlı birşey.
  • Nikon'un "Active D-Lighting" özelliği Canon'un "Auto Lighting Optimizer"ından daha başarılı. Bu seçenekler aşırı karşıt (kontrastlı) sahnelerdeki aşırı aydınlık veya karanlık kısımları düzeltmeye çalışıyor. Bu gene JPEGler için önemli, ben genelde kapatmıyorum ama en düşük ayarda tutuyorum.

Biraz Daha Kullanım

D700 ve 5DMarkII arasında bir takım temel özelliklerde çok derin farklar var. Aşağıda onları belirtmeye çalıştım:

  • D700'de 51 noktalı AF sistemi var. Bu noktaların orta kolondaki 15 tanesi çapraz. 5D MarkII'de 9 tane görünür 6 tane görünmez yardımcı olmak üzere 15 tane netleme noktası var. Bunlardan yalnız ortaki nokta çapraz. D700 elime geçene kadar bu farkı çok önemsememiştim, biraz oynamaya başlayınca farkı görüyorsunuz. D700 sahneyi analiz edip insan varsa yüzüne, yoksa genellikle sizin istediğiniz nesneye odaklanıyor. Alıştığım "önce odakla, sonra kadraj değiştirip çekim yap" sistemini nerdeyse unuttum, artık kadrajı yapıp D700'ün doğru yere odaklamasını bekliyorum ve çekiyorum. Aşağıdaki sahnede ben kadrajı oluşturdum, D700 anında konuşanın yüzünü buldu ve orayı odakladı. 5DMarkII olsa önce yüze odaklanıp kadrajı ayarlayacaktım ve çekim yapacaktım. Mesele şu ki, D700 her zaman istediğiniz objeye odaklanmıyor. Bazen alakasız bir yere odaklanıyor, çekimi kesip odak noktasını elle seçmek zorunda kalıyorum; böyle durumlarda istediğim sahne kaçmış olabiliyor. Çok AF noktası kesinlikle spor ve uçan kuş fotoğraflarında büyük avantaj, ama benim çektiğim tarza uymuyor.
D700, 1/320, f2.8, ISO2800

Kısa bilgi: DSLRlar genelde yatayda veya düşeyde karşıtlık değişimini kullanarak netleme yaparlar. Örneğin yukarıdaki fotoğrafta balonlar siyah perdeyle bir karşıtlık oluşturuyorlar, veya konuşmacının yüzü siyah perdenin önünde parlıyor. Böyle durumlarda netleme yapmak kolay oluyor, ama eğer netleme noktasında karşıtlık yoksa alet sapıtmaya başlıyor. Örneğin gene yukarıdaki sahnede siyah perdeye netlemeyi her makine yapamaz, çünkü renk hemen hemen aynı ve bir desen görünmüyor. Çapraz netleme noktaları aynı anda hem yatay hem düşeyde karşıtlığa bakarak netleme yaparlar, bu yüzden en ufak bir renk-ton-ışık değişiminde bile doğru noktayı yakalarlar. Yukarıdaki sahnede D700'ün en sağdaki netleme noktası perdenin ortasına netleyemezken ortada seçtiğim bir çapraz netleme noktasının netlemeyi yapması 1 saniye sürmedi.

  • 5D MarkII'nin ilginç biz özelliği var: Aşırı düşük ışıkta orta noktası mükemmele yakın netleme yapabiliyor. İki makine üzerinde 50mm f1.8 objektif kullanarak mum ışığında yaptığım denemelerde 5DMarkII 8/10 başarıyla netleme yaparken D700, yalnız orta noktayı kullandığım halde, 6/10 başarı yakaladı (objeyi gözümle bile zor seçiyordum). Canon lens 2 defa noktayı bulmak için gezinti yaparken Nikon 4 defa noktayı yakalayamayıp ileri-geri arama yaptı. Biraz blog karıştırırsanız bunu başka kullanıcıların da yaşadığını görürsünüz. Bu yüzden 5DMarkII + 50mm f1.2 veya 85mm f1.2 ile gece fotoğraf çekmek daha uygun galiba.
  • Nikon saniyede 5 kare çekerken Canon 3.9 çekebiliyor. D700'e pil aparatı takarsanız bu rakam saniyede 8'e kadar çıkabiliyor. 51 Af noktası + saniyede 8 çekim + iyi yüksek ISO performansını düşünürseniz D700'ün hız gerektiren çekimler için en uygun gövdelerden biri olduğunu anlayabilirsiniz.
  • EV telafisi için Canon'da arkadaki tekerleği döndürmek yeterliyken D700'de önce gerekli  tuşa basıp arkadaki tekerleği çeviriyorsunuz. Sahada aceleniz varsa 1 saniye bile önemli, o yüzden zaman kaybetmemek gerek.
  • D700 daha hızlı fotoğraf çekiyor. Saniyedeki çekim hzı değil, deklanşör gecikmesi de daha düşük. D700 deklanşör gecikme süresi 0.4 milisaniye, 5DMarkII'nin 0.73 ms verilmiş. "milisaniye nedir ki" diye düşünebilirsiniz ama bir önceki maddede dediğim gibi, bazen 1 saniye bile çoook önemli olabiliyor. Ayrıca çekerken D700'un tepkisi daha hızlı oluyor.
  • D700 Nikon flaşları (SB600, SB700, SB800, SB900) kablosuz olarak yönetebiliyor. Canon'un kablosuz flaş yönetebilen ilk modeli 7D. 5DMarkII'de bu iş için ya 580EX flaş veya ST-E2 tarzı bir kablosuz flaş kumandası alacaksınız. Kıl Canon...
  • D700'e APS-C algılayıcılar için üretilmiş DX objektif takılabiliyor. Örneğin elinizde 35mm f1.8 lens varsa ve satmaya kıyamıyorsanız, D700 ile bu lensi kullanabiliyorsunuz. Bu durumda çözünürlük 12'den 5MP'ye düşüyor, ama bu bile pekçok durum için yeterli. Canon da 5DMarkII'de EF-S lenslere izin verseydi tahminimce 10-12MP görebilecektik. L olmayan lensleriyle güneşlik (parasoley) bile vermeyen bir markadan bu güzellik beklenmez tabii ki, ama başka bir güzellik var:
  • Canon ile DPP, Zoom Browser, EOS Utility, Panorama Stitch gibi birçok yararlı program bedava geliyor. D700 ile gelen programları bilgisayara kurmaya bile gerek yok, daha iyi bedava programlar var. Nikon'un parayla sattığı CaptureNX bayağı gelişmiş bir program ama katır gibi ağır, Canon'un DPP'si bu konuda neredeyse piyasanın en iyisi diyebilirim: Müthiş hızlı ve yeterince becerikli. Ayrıca EOS Utility yardımıyla 5DMarkII'yi PC'den yönetebiliyorsunuz, bildiğim kadarıyla Nikon'da bu da parayla satılıyor (ve inanılmaz pahalı). EOS Utility programını burada iş üzerinde göstermiştim. Panorama fotoğraf yaratabildiğiniz "Panorama Stictch" de cok kullandığım programlar arasında. "Nikon kullanıcı dostu" diyen arkadaşlara hatırlatayım dedim, para kazanmayı hedefleyen (ve buna mecbur olan) firmaların hiçbiri sizi düşünmez, sadece bunu size farklı şekillerde yansıtırlar.
  • D700'deki AutoISO (otomatik ISO ayarlama) seçeneği 5DMarkII'dekinden fersah fersah ötede. Nikon'da taban ve tavan ISO değerleriyle beraber Av modundayken istediğiniz minimum enstantane hızını belirleyebiliyorsunuz. Bu neye yarıyor? Örneğin 50mm ile çekim yapıyorsunuz. Maksimum ISO'yu 6400 ayarlayıp "mimimum shutter speed" değerini 1/60 yaparsanız makine 1/60'a kadar ISO'yu arttırmıyor, ancak 1/60 ve altına indiği zaman ISO'yu arttırıyor. 5DMarkII'de yalnız maksimum ISO değerini belirleyebiliyorsunuz. Fakat burada bir yamuk var: Alet lens odak mesafesine göre bu enstantane değerini kendi arttıramıyor. Örneğin 50mm lens için yanlışlıkla 1/30 değerini bırakırsanız, alet enstantaneyi 1/30'a kadar çekiyor ki ISO artmasın. Böyle bir durumda lens odak mesafesini okuyup 1/50'nin altına inmemesini beklerdim. Belki benim göremediğim bir ayarı vardır bunu yapmasını sağlayan (Canon'daki safety Shift benzeri bir seçenek gibi).