Normalde "birseyler yazayim, insanlara kendimi anlatayim" diye bir hevesim yoktur, hatta gereksiz konusmayi da sevmem. Ama su maci seyrederken artik dayanamadim saniyorum, bir kosu su sayfayi acip duygularimi "cok da agir olmadan" yazayim dedim.
Senin-benim vergim nasil car-cur edilir? Size bir fikir: Bilmem-kac yil once cidden iyi kadro ve biraz da sansla kupa alip o seneden sonra "HICBIRSEY" becerememis bir adami milli takimin basina getir, aylik yaklasik 200 kisinin maasini ver, bir de tum bu basarisizlik ve rezil performansa birkac sene (ben bunlari yazarken 4 yil 4 sene olmus!!! ben de televizyonun yalancisiyim) gozunu-kulagini ve diger tum duyularini kaparsan, gerisi zaten kendiliginden hallolur.
Demek ki bu ulkede bir kere iyi birsey yaparsan hayatinin geri kalaninda ne yaptiginin onemi yokmus, nasil olsa hala "Imparator", "Hoca", "Karizmatik"sin ya.. Kendi ayrilmazsa bu aksamdan sonra baskasinin da gonderecegi yok!
Na suraya yaziyorum: Turkiye Futbol Federasyonu'nda, Spor Bakanligi'nda, ve bilimum diger sporla ilgili milli/resmi kurumda isler bilgi ile degil, ahbap-cavus iliskisiyle gidiyor. Kadrolasma vs..den bahsetmiyorum, o zaten var, ama koca milletin gozune soka soka bu "Terim" amcayi hala orada tutuyorlarsa, bu dost iliskisi degil de nedir? Ayni seyi "Imparator" da yapiyor zaten; eski ogrencilerine vefa olsun diye kendi takiminda bile ilk 11'e giremeyenleri kac defa takima aldi, bize sac-bas yoldurttu ve TC Milli Takimi mac kaybetti veya berabere kaldi? Bir teknik direktorun "kotu" oldugunu anlamak icin kac yil sabretmek gerekir?
Bu aksamki Belcika macinin detaylarina girmiyorum, su anda 1. devre bitti ve 1-0 yenik durumdayiz; ama mesele bu aksamki mac degil, mesele henuz iki macimiz kalmisken bizim coktan havlu atmamiz.
Iddia ediyorum: Milli Takim'in basinda, ne bileyim, mesela Atilla Dorsay'a 52 ay sabredilse milli takim en kotu ihtimalle ayni yerde olurdu.
Ben artik kendi milli takimimda musmula suratli kisik gozlu teknik adam gormekten biktim, sizi bilmem.
Not: Bir sans daha vereyim de 2. yariya bakayim dedim, su anda dk 52, skor hala degismemis ve Nihat hala oyunda.
Sahi, Nihat en son gol attiginda basbakan Demirel miydi?
Birkac arkadas "Haksizlik etme Euro08'de 3. olduk Terim zamaninda" dediler. Siyasal-ekonomik herseyi unutuyoruz da futbolla ilgili herseyi hatirlariz sanirdim. Kisaca Euro08'i hatirlayalim:
YanıtlaSilIlk mac: Portekiz 2 - Turkiye 0 (Portekiz'in 8, bizim yalniz 1 kaleyi bulan sutumuz var)
Ikinci mac: Isvicre 1 - Turkiye 2 (Turk asilli futbolcular tonla 100% gol kacirdi, 90+2'de bir kontraatakta Arda uzaktan vurdu, defansa carpan top gol oldu)
Ucuncu mac: Turkiye 3 - Cek Cumhuriyeti 2 (Dakika 87 ve 89'da Nihat acaip goller atiyor. Zaten o zamandan beri baska gol atti mi?)
Ceyrek Final: Hirvatistan 0 - Turkiye 0 (120+2'de Semih beraberligi getirdi, penaltilarla aldik maci. Hirvatlarin 6 bizim 2 kaleye giden sutumuz var)
Yari final: Almanya 3 - Turkiye 2 (En iyi macimiz buydu, cunku sakatliklardan dolayi neredeyse olmasi gereken kadro cikti sahaya)
Euro08 deyince benim aklima yukaridaki tablo geliyor. Peki hanginizin aklina Turkiye'nin oyun sekli veya taktigi geliyor? Gelmiyor, cunku yok!. Terim'in oynattigi takimlarda duzgun taktik hic olmadi, "hadi aslanlarim basin orta sahada"dan baska...