Haberler, haberler, haberler...
Hergun gazetelerin ilk sayfalarina goz gezdirip yazarlari ve bazi ilgimi ceken haberlerin detaylarina bakiyorum. Cok zamanim olmadigindan bu isi hizlica yapiyorum. Aslinda hizlica goz atmanin dezavantaji oldugu kadar avantaji da var: Gazetelerin ikiyuzlulugunu ve halk yalakaligini daha iyi goruyorum.
Yabanci basini da ucundan takip ettigimden bazen bizim gazetelerdeki haberlerle yabanci gazetelerdekileri de karsilastiriyorum.
Firsat buldukca aklima gelenleri, yorumlarimi buraya yazayim dedim. Tabii ki bunlar cok derin arastirmalarin sonuclari degil, ama olaylar ve kisiler hakkinda yeterince iyi bir sekilde iliski kurabildigimi dusunuyorum. Zaten bazi seyler o kadar bariz ki...
Bu arada hatirlatayim, bunlar sadece "benim" gorduklerim, uzerinde uzun uzun yorum yapmayacagim.
Yukaridaki gibi haberleri fazlaca gorur oldum. Bu konuda yargi birseyler yapiyor mu acaba, yoksa eskiden oldugu gibi "olen olmus, kalanlar cekmesin" diye 1 ay hapis ve 5TL agir para cezasiyla gecistiriliyor mu? Bu olayda kiza saldiran cocuk da olmus, peki sag kalsaydi mahkeme "hafifletici sebep" bulur muydu?
Bu arada su olayin sonucunu bilen var mi? http://halkboyleistiyor.blogspot.com/2009/10/burcak-ve-digerleri.html
Bu sakalli amca "Meclis HSYK'ya daha fazla uye sokmali" demis. Dogru ya da yanlis, uzman degilim (fikrim var, o ayri). Ilginc olani bu amcanin Fransa'daki yeni yargi reformu icin calisan ekipten olmasi, ve bu reform paketinin yargiclar ve avukatlar tarafindan "bir gun suren grevle boykot edilmesi". Bu yargic ve avukatlara gore yeni paket yarginin ayagini biraz daha bagliyor (oradaki sorun bizden biraz daha farkli). Yani gazetemiz tarafindan referans olarak gosterilen adami Fransa'da yargic ve avukatlar boykot etmisler. Karar sizin...
Bu haber en mide bulandiricisi galiba. Artik Turk cocuklari Ingilizce-Turkce'yi ayni anda ogrenecek, ya da Turkce'yi yarim yamalak ogrenecek mi desek? Bu ek dersler hangi derslerin yerine konacak acaba? Ornegin Turkce dersleri cok boring (!) geciyor, onlar kaldirilabilir mesela.
En gerizekali insan bile bilir ki kendi dilini duzgun bilmeyen-kullanmayan kisi ne fikir ne bilim ne edebiyat uretebilir, ne tartisabilir. Turkiye'yi yikmak isteyen ajan olsam bu kadar aleni hareket edemezdim, ama bazilari o kadar cesur ki...
Bu haber dogru mudur bilemiyorum (tarafsiz gazete olmadigi icin, olsa da uzun sure yasayamaz zaten), ama RTE'nin tavirlari gozumun onune gelince ayni ekipten adamlarin da benzer hareketleri beni sasirtmaz. Kemal Ilter de saniyorum PhD'li bir arkadas, yani aslinda saygi duyulacak bir insan. Peki vatani savunurken kolunu-bacagini kaybetmis birine "HADDINI BIL!" diye bagirmak icin nasil bir ruh hali icinde olmak gerek? Kemal Ilter bunu soylediyse ozur dileyecek mi, veya istifa edecek mi? Simdi ayni haberi digerleri nasil vermis bakalim:
Himmm. Diger gazetelerimiz atlamis galiba, ya da amaclari mi farkli, ya da oyle bir olay olmadi mi?
Bu haberlerde bir de "Chatham Odulu" denen birsey var. Bu Chatham adli kurulusu ben duymamistim, internette biraz arastirinca ilginc seyler cikiyor. Bu kurum Ingiltere merkezli, uluslararasi bir takim raporlar ureten bir kurulus. Bu sayfada ne olduklarini anlatiyorlar. Web sitelerini karistirinca ilginc raporlar rastladim. Ornegin burada Suriye'deki Kurtler ve onlarin haklarindan, nasil kotu muameleye maruz kaldiuklarindan bahsediliyor, burada da Kurtler'in politik istekleri ve haklari anlatiliyor. Ikisinin de yazari Robert Lowe, bu arkadas Kurt ve Ortadogo uzmaniymis. Bu yazilara gore (anladigim kadariyla) artik Kurtler'in uluslararasi alanda sesleri duyulmaya baslanmis, ve bulunduklari ulkelerde kendi haklarini elde etmeleri gerekiyormus (Suriye, Turkiye, Irak ve Iran'da). Yani bagimsiz Kurdistan'dan mi bahsediyor? Beki Ingilizce'm yeterli degildir, bir de siz bakin. Ornegin bu yazi "The Kurdish Policy Imperative" adli raporun son paragrafi:
"These trends mean that the Kurdish situation has to be reappraised and reconsidered with reference to
new political dynamics in Turkey, Syria, Iran, and of course Iraq, and more importantly, the new political
and economic outlook of the Kurds themselves. International policy-makers find it difficult to deal with non-state actors and minorities, but this should not prevent them engaging seriously on Kurdish issues. The recent stand-off between Turkey, the PKK, and the Iraqi Kurds has opened a window onto the intricate web of relations that link different actors together, and has exposed the new interactions caused by domestic political complexities in Turkey and Iraq and the increasing effectiveness of political actors among the Kurds."
Bu rapor Aralik 2007'den, yani yaklasik 2.5 sene onceye dayaniyor. PKK sorunu da bu donemlerde mi on plana cikiyordu yavas yavas?
Bu odul 2005'ten beri veriliyor. Ilk kime verilmis? Viktor Yushchenko'ya, yani Ukrayna'daki Turuncu Devrim'in (hani Soros destekli olan) bas aktoru, ve sonraki basbakani. Arada bir Katar'li bayan var (hani su Amerikan ve Ingiliz firmalarinin milyarlarca dolarlik is aldiklari ulkelerden biri). Bu odullerin sayfalarinin altinda bir de "Sponsor Firmalar" var. Bu firmalar Dunya'daki devler (Chevron, Lehman Brothers - hani su batan, British American Tobacco, Bloomberg, Royal Dutch Shell vs..).
Odul alanlarin sonuncusu da Cumhurbaskanimiz Abdullah Gul. Cumhurbaskanimizin bu odule layik gorulmesinin verilmesinin sebebi cok (ve guzel yazilmis). Bunlardan biri de "President Gül is also recognized for being an unwavering proponent of anchoring Turkey in the European Union. Under his leadership, Turkey is consolidating civilian democratic rule and undergoing extensive political and legal reforms to bring the country closer to European standards of democracy and human rights." Insallah gercek sebebi budur...
Bu odulu Ingiltere Kralicesi bu yil verecekmis ve Gul bunun icin bu sene icinde Londra'ya cagirilacakmis. Odul torenlerine soyle bir goz attim, smokin giymek zorunlu gibi duruyor. Halbuki Cumhurbaskanimiz yemin toreninde papyon takmamisti, milli bayramlarda da takmiyor (ya da ben goremedim), resmi davetlerde de... Halbuki bu tip davetlerde smokin giyilmesi bir TC gelenegi. Peki Cumhurbaskanimiz hic smokin giymemis mi?
Himm, papyon da takmis ama ilk ve son defa Ingiliz Kralice'sinin yaninda. Bu haberler ciktigi zaman "Cumhuriyet papyon taktiramadi ama Monarsi taktirdi" diye haberler cikmisti, cok aci birsey. Hatirlarsaniz bu davette Ingiliz Kralicesi yaninda "Knight Grand Cross of the Order of the Bath - Şövalyeleri Büyük Haç Nişanı" ile gelmisti. Gul Reagan, Clinton ve baba Bush gibi ABD başkanları ile Hollanda Kralı William’a, Sarkozy’e, Suudi Kralı Abdullah'a takilan bu nisani alan tek Turk Devlet adami olmustu (baskasi var mi yoksa?)
Hergun gazetelerin ilk sayfalarina goz gezdirip yazarlari ve bazi ilgimi ceken haberlerin detaylarina bakiyorum. Cok zamanim olmadigindan bu isi hizlica yapiyorum. Aslinda hizlica goz atmanin dezavantaji oldugu kadar avantaji da var: Gazetelerin ikiyuzlulugunu ve halk yalakaligini daha iyi goruyorum.
Yabanci basini da ucundan takip ettigimden bazen bizim gazetelerdeki haberlerle yabanci gazetelerdekileri de karsilastiriyorum.
Firsat buldukca aklima gelenleri, yorumlarimi buraya yazayim dedim. Tabii ki bunlar cok derin arastirmalarin sonuclari degil, ama olaylar ve kisiler hakkinda yeterince iyi bir sekilde iliski kurabildigimi dusunuyorum. Zaten bazi seyler o kadar bariz ki...
Bu arada hatirlatayim, bunlar sadece "benim" gorduklerim, uzerinde uzun uzun yorum yapmayacagim.
Bu arada su olayin sonucunu bilen var mi? http://halkboyleistiyor.blogspot.com/2009/10/burcak-ve-digerleri.html
En gerizekali insan bile bilir ki kendi dilini duzgun bilmeyen-kullanmayan kisi ne fikir ne bilim ne edebiyat uretebilir, ne tartisabilir. Turkiye'yi yikmak isteyen ajan olsam bu kadar aleni hareket edemezdim, ama bazilari o kadar cesur ki...
Bu haberlerde bir de "Chatham Odulu" denen birsey var. Bu Chatham adli kurulusu ben duymamistim, internette biraz arastirinca ilginc seyler cikiyor. Bu kurum Ingiltere merkezli, uluslararasi bir takim raporlar ureten bir kurulus. Bu sayfada ne olduklarini anlatiyorlar. Web sitelerini karistirinca ilginc raporlar rastladim. Ornegin burada Suriye'deki Kurtler ve onlarin haklarindan, nasil kotu muameleye maruz kaldiuklarindan bahsediliyor, burada da Kurtler'in politik istekleri ve haklari anlatiliyor. Ikisinin de yazari Robert Lowe, bu arkadas Kurt ve Ortadogo uzmaniymis. Bu yazilara gore (anladigim kadariyla) artik Kurtler'in uluslararasi alanda sesleri duyulmaya baslanmis, ve bulunduklari ulkelerde kendi haklarini elde etmeleri gerekiyormus (Suriye, Turkiye, Irak ve Iran'da). Yani bagimsiz Kurdistan'dan mi bahsediyor? Beki Ingilizce'm yeterli degildir, bir de siz bakin. Ornegin bu yazi "The Kurdish Policy Imperative" adli raporun son paragrafi:
"These trends mean that the Kurdish situation has to be reappraised and reconsidered with reference to
new political dynamics in Turkey, Syria, Iran, and of course Iraq, and more importantly, the new political
and economic outlook of the Kurds themselves. International policy-makers find it difficult to deal with non-state actors and minorities, but this should not prevent them engaging seriously on Kurdish issues. The recent stand-off between Turkey, the PKK, and the Iraqi Kurds has opened a window onto the intricate web of relations that link different actors together, and has exposed the new interactions caused by domestic political complexities in Turkey and Iraq and the increasing effectiveness of political actors among the Kurds."
Bu rapor Aralik 2007'den, yani yaklasik 2.5 sene onceye dayaniyor. PKK sorunu da bu donemlerde mi on plana cikiyordu yavas yavas?
Bu odul 2005'ten beri veriliyor. Ilk kime verilmis? Viktor Yushchenko'ya, yani Ukrayna'daki Turuncu Devrim'in (hani Soros destekli olan) bas aktoru, ve sonraki basbakani. Arada bir Katar'li bayan var (hani su Amerikan ve Ingiliz firmalarinin milyarlarca dolarlik is aldiklari ulkelerden biri). Bu odullerin sayfalarinin altinda bir de "Sponsor Firmalar" var. Bu firmalar Dunya'daki devler (Chevron, Lehman Brothers - hani su batan, British American Tobacco, Bloomberg, Royal Dutch Shell vs..).
Odul alanlarin sonuncusu da Cumhurbaskanimiz Abdullah Gul. Cumhurbaskanimizin bu odule layik gorulmesinin verilmesinin sebebi cok (ve guzel yazilmis). Bunlardan biri de "President Gül is also recognized for being an unwavering proponent of anchoring Turkey in the European Union. Under his leadership, Turkey is consolidating civilian democratic rule and undergoing extensive political and legal reforms to bring the country closer to European standards of democracy and human rights." Insallah gercek sebebi budur...
Bu odulu Ingiltere Kralicesi bu yil verecekmis ve Gul bunun icin bu sene icinde Londra'ya cagirilacakmis. Odul torenlerine soyle bir goz attim, smokin giymek zorunlu gibi duruyor. Halbuki Cumhurbaskanimiz yemin toreninde papyon takmamisti, milli bayramlarda da takmiyor (ya da ben goremedim), resmi davetlerde de... Halbuki bu tip davetlerde smokin giyilmesi bir TC gelenegi. Peki Cumhurbaskanimiz hic smokin giymemis mi?
Himm, papyon da takmis ama ilk ve son defa Ingiliz Kralice'sinin yaninda. Bu haberler ciktigi zaman "Cumhuriyet papyon taktiramadi ama Monarsi taktirdi" diye haberler cikmisti, cok aci birsey. Hatirlarsaniz bu davette Ingiliz Kralicesi yaninda "Knight Grand Cross of the Order of the Bath - Şövalyeleri Büyük Haç Nişanı" ile gelmisti. Gul Reagan, Clinton ve baba Bush gibi ABD başkanları ile Hollanda Kralı William’a, Sarkozy’e, Suudi Kralı Abdullah'a takilan bu nisani alan tek Turk Devlet adami olmustu (baskasi var mi yoksa?)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder