Hanefi Avcı, Bekir Coşkun, Emin Çölaşan, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, İlhan Selçuk, Türkan Saylan aklıma ilk gelenler. Daha niceleri var elbet.
Sen ne hakla iktidar aleyhinde yazarsın-konuşursun? Hatta yukarıdaki utanmazların bazıları hergün aleyhte yazıyor(du), peh peh. Halbuki bazıları ne güzel "demokratik demokratik" yazarak villalar, konaklar (boğazda) alıyor, Amerikalar'da geziyor, TRT'den ayda 1-2 programa katılarak yılda bilmemkaç yüzbin Euro alabiliyor. Sen "karşıt" yazarsan ya alaşağı edilirsin, ya kovulursun, ya iftira yersin, ya hapse girersin, ya da bunların hepsi aynı anda olur. Hiçbiriniz Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan kadar demokratik olamazsınız!
Hapiste bu kadar gazeteci varken Başbakanımız bugün gazetecilerle toplanıyor, ama orada bile bir ayrımcılık var. İnternet gazetelerinden yalnız 3'ü çağrılmış (tahmin edin hangileri), bu yüzden bu toplantı internet gazeteleri tarafından boykot edilmiş. Şimdi boykot eden bazı siteleri yasaklamayalım da ne yapalım? İnsan "millet"in seçtiği Başbakan'ı nasıl boykot eder? "Adam ol lan", "ananı da al git!" denmeyi hakediyorsun işte...
Bakın buguünkü medya toplantısında söylediklerinden bir-iki tümce: "Medya 4. kuvvettir, öyle denir. Medya yasama-yürütme-yargının yerini aldığında sağlıklı bir demokratik süreç olmayacaktır. Kendini muhalefet partilerinin yerine koyan bir medya yapısı demokratik standartlarının yükselmesine katkı sağlamayacaktır."
Zaten 1 yıla kalmaz bahsettiği 3 kuvvet de kendisine geçecek. Medyanın yarısı zaten "yandaş", kalan yarısını da "muhalefet etmeyin", "yazarlarınıza sahip olun" diye "uyarıyor", peki neden şikayet ediyor?
Ama Başbakanımız haklı. Bir kere "One minute" meşruiyeti hala üzerinde. Şimdi en çok kar eden, en değerli KİTleri yabancılara satsa bile (yoksa sattı ve satıyor muydu?), kendini denetleyebilen bütün mahkemeleri ele geçirse de, gazete sahiplerini alenen tehdit etse de, bu "millet" gene onu seçer. Peki neden? "One minute" de ondan. Bu "meşruiyet" konusunda Amin Maalouf'un "Çivisi Çıkmış Dünya" kitabında Mısır Devlet Başkanı ile ilgili yazdıklarını okumanızı tavsiye ederim.
Abdullah Gül Amerika'da akademisyenlere "Türkiye'de internet sansürü yok" demiş. Burayı okuyun.
Sen ne hakla iktidar aleyhinde yazarsın-konuşursun? Hatta yukarıdaki utanmazların bazıları hergün aleyhte yazıyor(du), peh peh. Halbuki bazıları ne güzel "demokratik demokratik" yazarak villalar, konaklar (boğazda) alıyor, Amerikalar'da geziyor, TRT'den ayda 1-2 programa katılarak yılda bilmemkaç yüzbin Euro alabiliyor. Sen "karşıt" yazarsan ya alaşağı edilirsin, ya kovulursun, ya iftira yersin, ya hapse girersin, ya da bunların hepsi aynı anda olur. Hiçbiriniz Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan kadar demokratik olamazsınız!
Hapiste bu kadar gazeteci varken Başbakanımız bugün gazetecilerle toplanıyor, ama orada bile bir ayrımcılık var. İnternet gazetelerinden yalnız 3'ü çağrılmış (tahmin edin hangileri), bu yüzden bu toplantı internet gazeteleri tarafından boykot edilmiş. Şimdi boykot eden bazı siteleri yasaklamayalım da ne yapalım? İnsan "millet"in seçtiği Başbakan'ı nasıl boykot eder? "Adam ol lan", "ananı da al git!" denmeyi hakediyorsun işte...
Bakın buguünkü medya toplantısında söylediklerinden bir-iki tümce: "Medya 4. kuvvettir, öyle denir. Medya yasama-yürütme-yargının yerini aldığında sağlıklı bir demokratik süreç olmayacaktır. Kendini muhalefet partilerinin yerine koyan bir medya yapısı demokratik standartlarının yükselmesine katkı sağlamayacaktır."
Zaten 1 yıla kalmaz bahsettiği 3 kuvvet de kendisine geçecek. Medyanın yarısı zaten "yandaş", kalan yarısını da "muhalefet etmeyin", "yazarlarınıza sahip olun" diye "uyarıyor", peki neden şikayet ediyor?
Ama Başbakanımız haklı. Bir kere "One minute" meşruiyeti hala üzerinde. Şimdi en çok kar eden, en değerli KİTleri yabancılara satsa bile (yoksa sattı ve satıyor muydu?), kendini denetleyebilen bütün mahkemeleri ele geçirse de, gazete sahiplerini alenen tehdit etse de, bu "millet" gene onu seçer. Peki neden? "One minute" de ondan. Bu "meşruiyet" konusunda Amin Maalouf'un "Çivisi Çıkmış Dünya" kitabında Mısır Devlet Başkanı ile ilgili yazdıklarını okumanızı tavsiye ederim.
Abdullah Gül Amerika'da akademisyenlere "Türkiye'de internet sansürü yok" demiş. Burayı okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder