......
ESKİDEN GÜZELDİ...
Eskiden güzeldi. Hasan Tahsin vardı, Ahmet Taner Kışlalı vardı, Çetin Emeç vardı, Uğur Mumcu vardı, Abdi İpekçi vardı,
bildiğini yazan ahlaklı gazeteciler vardı.
|
Hasan Tahsin: İzmir'de düşmana ilk kurşunu atan insan. Karşısında asker eğitimi almış üniformalı ve elinde silah tutan heriflere kurşun sıkacak kadar gözü kara vatanını seven var mı? Şimdikiler ne diyor: "Bölünsek ne olur ki?" |
|
Ahmet Taner Kışlalı: Eski Kültür Bakanı, Cumhuriyet Gazetesi yazarı, akademisyen. Arabayı ısıtmak için 3 dakika önce arabaya gitmeseydi, eşi ve 28 günlük bebeği de bugün aramızda olmayacaktı. |
|
Çetin Emeç: Öldürüldüğünde Hürriyet'in genel yayın yönetmeniydi. |
|
Uğur Mumcu: Kimsenin girmek istemediği konulara girip, kimsenin cesaret edemediği konularda yazılar yazdı. Sonuçta ne mi oldu? 24 Ocak 1993'te öldürüldü.
Bir konuşmasından: Biz, siyaset bakımından karşıtlarımıza özgürlük tanımazsak birer gizli faşistiz demektir.
Bir diğer konuşmasından: Türk vatandaşı kimdir: İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemesi hukukuna göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen, ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir.
Buradakini seyredin, ve şimdiki durumu bir daha değerlendirin. |
Şimdilerde böyle gazetecilerin sayısı az, olanlar da sindiriliyor.
Şimdikiler önce Atatürk'ü yerin dibine sokuyor, sonra Tayyip Erdoğan'ı Atatürk'le bir kefeye koyuyor! Bunlar bilmiyor ki bitmiş bir ülkeyi çukurun en dibinden çıkarmakla "van minut" demek aynı şey değil...
Şimdilerde "Türkiye bölünse ne olur canım?" diyorlar, "Atatürk ne yaptı ki, bak sonucu ne kötü oldu" diyorlar. Bunların bir tanesi yoktur ki o dönemde yaşasa bu ülkeyi kurtarıp yerine güçlü bir ülke kuranların arkasından destek olacak; o zaman yaşasalar bunların topu Paris'e kaçardı, Londra'ya sığınırdı.
Şimdikiler "Federasyon olsa ne olur ki?" diyorlar. Bunu kendileri mi yoksa Güneydoğu-Irak-Suriye'deki petrol yataklarına hükmetmek isteyen İngiltere-Amerika mı istiyor? Siz karar verin.
Şimdikilerin gazetelerindeki köşelerini korumalarının koşulu AKP yalakalığı yapmak, hem de körü körüne. Hergün şunu yazmak yeterli: Tayyip Erdoğan Atatürk gibi adam ama CHP 5 para etmez; AKP aleyhinde her konuşan ya faşist ya darbecidir; Ergen. davası daha bitmeden tüm tutuklular suçludur ve hatta dışarıda bırakılan suçlanmamış muhalif gazeteciler bile suçludur ve içeri alınmalıdır; yeni bakanlar kurulundakiler pek yakışıklı (Mehmet Barlas?) vs...
Şimdikiler dini kanal kisvesiyle ortaya çıkıp, birkaç yıl önce "kaka Amerika" diye yayın yaparken aynı Amerika'nın en büyük medya patronuna televizyonunu satmakta bir sakınca görmüyorlar (TGRT Murdoch'a mı satılmıştı?)
Şimdikiler neredeyse bedavaya Boğaz'da villa kapmak için veya oğlunun üzerine gitmesinler diye kanal kanal gezip hükümet yalakalığı yapıyor.
Şimdikiler hükümeti protesto eden herkesi "Ergen.....cu" ilan ediyor.
Şimdikiler...
|
"Cari açık" ne? Kabaca dışarıya ödediğiniz para ile kazandığınız para arasındaki fark. Harcamanız kazandığınızdan çok olursa ne olur? İyi de ekonomi iyiye gitmiyor muydu? |
Yoksa ekonomimiz Ali Babacan'ın aşağıda tarif ettiği gibi mi?
|
"Ekonomide bööle bir delik var" mı demek istiyor? (Hatırlatma: Ali Babacan 13 Temmuz'da "Avrupa sallanırsa Türkiye de hisseder" dedi. İyi de seçimlerden önce "Avrupa bizi takdir ediyor, onlar batarken biz çıkıyoruz" demiyorlar mıydı? |
|
Adam daha gerçek manada tutuklanmadan adresini laboratuvar test sonuçlarına yazdılar bile. Yani planlama hakkaten bu kadar iyi olur, okyanus ötesini tebrik ediyorum. |
|
Allah rahmet eylesin, ölünün arkasından böyle demek öğretildi bize. İyi de haber külliyen yalan ve hatta iğrenç! "Yargılanıp hüküm giymediği" için mi 18 yıldır saklanıyormuş? Yargılanmak için aranıyor olmasın? Bir de "mazlum" diyor, tebrikler hakkaten. Bu gazeteye göre o otelde canlı canlı yakılan insanları yargılamak gerekli demek ki. "Masum müslümanları suçlamak için öldüler!" başlığı da bekliyorum yakında bunlardan (ki benzer başlıkları o dönemde bu gazetelerde görüyordum). |
|
Soldaki muhteşem bir başarı. 24 saat geçmeden o kadar adamı tak diye yakalamış İstanbul Polisi. Peki soldaki başarıysa, sağdaki ne? Sivas'a İstanbul Polisi'nden bir-iki eğitmen mi göndermek gerek? "İsteyince" suçlular bulunuyormuş demek ki... |
Yukarıdaki fotoğrafın altına yazdığım "isteyince suçlular bulunuyormuş demek ki" lafında sizi rahatsız eden birşey var mı? İpucu: Cafer Erçakmak henüz yargılanıp suçlu bulunmadı, bu yüzden hala "suçlu" değil. Ama o kadar alışmışız ki insanları hemen yargılamaya, tahminen "suçlular" lafı sizi rahatsız etmiyordur.
Bunlar ne olduğu, nasıl kurulduğu belli olmayan (aslında belli olan) gazeteleri rahatsız etmez. Nasıl mı? İşte iki örnek:
Bu haberlerin çıktığı gün ortada yalnız gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan şike "iddiaları" vardı. Yani kimin ne yaptığı henüz kanıtlanmamıştı. TFF ne demiş? "Savcı iddianameyi vermeden adım atmayacağız, lig planlandığı gibi devam edecek". Yahu normali de bu değil mi? "Suçu kanıtlanmadan herkes suçsuzdur" lafı tanıdık gelmiyor mu? Ama Türkiye'de bazı kişiler ve organizasyonlar bu işi "suçsuzluğunu kanıtlayana kadar herkes suçludur"a dönüştürdüler, ve bu organizasyonlara gazeteler de dahil. Okyanus ötesini bir kez daha tebrik ediyorum, "good job!".
Aha seçmece bir haber daha. Nesi saçma bu haberin? "Bence" şunlar:
1- Ben ortaya çıkıp "şöyle şöyle belgeler varmış, ama yakmışlar" diye herkesi suçlayabilirim. Nasıl olsa belgeler imha edilmiş, ne sallasam tutar. "O evraklar imha edilmiş, valla!". Cahil halkım bunu okuyunca "vay vay bak adamlar ne yapmış, bir de saklamak için yakmış" diyecek doğal olarak.
2- Hala bir yerlerden belge bulunuyor yahu. Bu "Ergene." veya "Baly." işini planlayanlar ciddi gerizekalıymış demek ki. Dava başladığında orta zeka seviyesine sahip biri tüm delilleri yakmaz mıydı ki?
3- Bu "ortaya çıkan" bilgileri nereden nasıl öğreniyorlar yahu? Örneğin zamanında RP'den buharlaşan milyarlarca liranın belgeleri nerededir, bunları da bulabiliyorlar mı? Veya Deniz Feneri ile ilgili bir tane belge bulamaz mı bu gazeteler? Amaç "temiz toplum, ileri demokrasi" değil mi yoksa?
Son haber gazetelerden neden nefret ettiğimin kanıtı:
|
Soldaki ve sağdaki aynı haber, ama farklı "yorum"!!! Hakimin ne yaptığını bilemem, ama sağdaki gazetenin olayı aktarış biçiminden olayın ne kadar planlı bir hareket olduğu anlaşılıyor. Adamın önceden yaptıklarını kaydediyorlar, saklıyorlar, istemedikleri bir hareket yapınca "zaten böyle birşeyi vardı" diye sürüyorlar bilmem nereye. Yahu madem böyle birşeyi vardı, neden bekledin? Tüm bunları önceden bilip hakimi aynı pozisyonda tutmak suç değil mi? Sanki bunlar şantaj için gizlenmiş gibi...
Ayrıca sağdaki gazete hakimin tüm telefon kayıtlarını yayınlamış. Öh yani! Daha tayin emrinin üzerinden bir gün geçmiş, nereden buluyorsun bu kayıtları? Bu kadar mı servis edilir kardeşim? Örneğin Unakıtan'ın çocukları servetlerine servet katarken de telefonları dinlendi mi? Bu kayıtlar ne zaman yayınlanacak? Adamcağızı bir daha bakan da yapmadılar, acaba bu yüzden miydi? |